Translate

29 Nisan 2016 Cuma

LANET OLSUN BÖYLE MEDENİYETE!






General Hamilton, yanında Albay Keyes olduğu halde 29 Nisan sabahı Seddülbahir'e çıktı.


Uzaktan baktığı Türk toprağına ilk kez ayak basıyordu. Kıyı arı kovanı gibiydi. Kumsal askerler, arabalar, katırlar, su fıçıları, sandıklar ve yaralılarla doluydu. Yaralılar dünkü yenilginin anılarıydı.


On binlerce çocuğunu gönüllü olarak Çanakkale'ye yollamış olan İngiliz kamuoyu bir zafer haberi bekliyordu. Sansür nedeniyle hiçbir gazete büyük kayıp verildiğini, ordunun kıyılarda kaldığını yazamamıştı. Karaya çıkmış olmak başarı olarak sunuluyordu.


Savaş muhabiri Ashmead-Barlett, yazamadığı olayları ve fark ettiği yanlışlıkları not etmeye başlamıştı. Uygun bir zamanda hepsini açıklayacak, büyük dalgalanmalara yol açacaktı.


General Hamilton ve Albay Keyes 29.Tümen Komutanı General Hunter Weston'la buluştular.


Komutanlar yeni bir taarruz için kibar kibar görüşürlerken, savaş gemileri Kabatepe yakınından, heder bildiren uçakların yardımıyla, aşırtma atışlar yaparak Eceabat'ı bombardıman etmeye başladılar.


Eceabat askeri bir hedef olmadığı halde, şehirde bir tek sağlam ev bırakmadılar. Hastaneyi de yıktılar. Birçok yaralı yanarak şehit oldu. Hastanede esir 2 yaralı İngiliz askeri bulunuyordu. Onlar da öldü.


Sonra Çanakkale'yi hedef aldılar. Şehirde yer yer büyük yangınlar çıktı. Bu vahşi olayları izleyen Yüzbaşı Nazmi Akpınar* yardımcısına dedi ki:

"İngiltere, Fransa, Almanya gibi ülkelerin ulaştıkları ileri ve yüksek bir medeniyet var. Bu gelişmişliğin bunlara bir olgunluk, doygunluk vermesi, bilgelik, incelik, hoşgörü, soyluluk kazandırmış olması gerekirdi. Barışçı, adil ve örnek olmaları, yol göstermeleri, insanlığı ve hakkı korumaları, güzelliklere ve iyiliklere öncülük etmeleri beklenirdi. Tam tersini yapıyorlar.İlkel bir insandan daha yırtıcı, acımasız, kaba ve benciller. Durmadan dünyayı sömürüyor, doymuyor, yetinmiyor, sürekli daha fazlasını istiyorlar. İnsanlığı kandırmak için güzelliğe övgü düzüyor ama hiç durmadan çirkinlikler yapıyorlar. Küçük bir çıkar için bir milleti mahvedebilirler. Bana inanmazsan tarihe bak!" ...


Günlüğüne şu kısa notu düştü:
"LANET OLSUN BÖYLE MEDENİYETE!"





DİRİLİŞ - ÇANAKKALE 1915
Turgut ÖZAKMAN
(syf.323-324)







* Balkan Savaşı'ndan sonra Çanakkale Boğazı Mayın Grup Komutanlığı'na getirilen Nazmi Akpınar, Nusrat Mayın Gemisi komutanı Tophaneli Yüzbaşı Hakkı ile beraber düşmana ağır kayıplar verdirerek 18 Mart destanını yazmışlardır. Binbaşı iken emekli olan Nazmi Akpınar 5 Mayıs 1940’da vefat etmiştir.

Tophaneli Yüzbaşı Hakkı bey ise bu göreve çıkmadan iki gün önce kalp krizi geçirmiş, Çanakkale müstahkem mevki komutanı Cevat Paşa'nın yerine başkasını gönderme teklifini reddetmiştir. Mayınları döşedikten sonra dönüş yolunda, karşılaştıkları düşman devriye gemisinin projektörüyle kıyıdaki fenerimiz arasındaki ışık savaşına hasta kalbi dayanamamış ve şehit olmuştur.





__________________________________
__________________________________