23 Nisan törenleri “şehitler var” diye iptal öyle mi?
Diyarbakır'ın Sur'da Şehit düşen bomba imha uzmanı Haydar Çetin'in oğlu Eymen...
Şırnak Cizre'de yaralanan ve tedavi gördüğü GATA'da Şehit olan Ahmet Atilla Güneş'in oğlu Doğan...
Van'da Şehit düşen polis memuru Önder Ertaş'ın kızı Erva...
Tunceli'de Şehit düşen Binbaşı Yavuz Sonat Güzel'in kızı Sude...
Hakkari Dağlıca'da Şehit düşen Astsubay Üstçavuş Turgay Topsakaloğlu’nun kızı Beren Balım ile oğlu Emir Kayra...
Diyarbakır'da Şehit düşen Osman Bal'ın kızı Özge ile oğlu Süleyman...
Hakkari Şemdinli'de Şehit düşen Özel Harekat Başkomiser Ahmet Çamur'un kızları Ayşe Begüm, Zeynep Ala ve Elif Tuğçe...
Kurtuluş Savaşı’nda sayısız şehit çocuğu öksüz ve yetim kalmıştı. Bu kutsal emanetlere sahip çıkabilmek için, bizzat Mustafa Kemal’in himayesinde 1921’de Ankara Himaye-i Etfal Cemiyeti kuruldu.
23 Nisan henüz “hakimiyeti milliye” bayramıydı. Çocuk bayramı değildi.
23 Nisan 1923’te TBMM’de yapılan Hakimiyeti Milliye Bayramı töreninde, Mustafa Kemal’in isteğiyle, Himaye-i Etfal Cemiyeti Başkanı’na protokolde yer verildi.
Bir sene sonra, 23 Nisan 1924 törenlerinde Himaye-i Etfal Cemiyeti’ni Mustafa Kemal’in eşi Latife hanım temsil etti.
23 Nisanlar cemiyetin tanıtımı için fırsat olarak değerlendiriliyordu. Mesela… Gelir elde etmek için rozet satılıyordu, 23 Nisan törenlerine katılan herkes bu rozetleri takıyordu. gazeteler teşvik edici yayınlar yapıyordu, her rozet, bir şehit çocuğuna destek manasına geliyordu.
23 Nisanlar, Himaye-i Etfal’le özdeşleşmişti. 23 Nisan denilince şehit çocukları, şehit çocukları denilince 23 Nisan akla geliyordu.
Milliyet gazetesi 23 Nisan 1926’da “Çocuk Bayramı” manşeti attı. Alt başlığında “bugün istiklal günü, vatanın kimsesiz çocuklarına yardım edelim” deniliyordu. Bağış patlaması oldu. Cemiyet, yardım kutuları koydu, para atmak için kuyruk oluştu. Ankara’nın lokantacı, kahveci, otomobilci esnafı 23 Nisan hasılatlarını Himaye-i Etfal’e verdi.
23 Nisan 1927… Himaye-i Etfal Cemiyeti’nin yayınladığı bildiri gazetelerin manşetlerindeydi: “Büyük Gazimiz, çocuklarımızın 23 Nisan bayramını daha sevinçli geçirmelerine vesile olacak büyük bir jestte bulunmuşlardır. Mustafa Kemal Paşa, otomobillerinden birini, törenlerde çocuklara tahsis etmiş, Cumhurbaşkanlığı bandosunun çocuk bayramı için görev yapmasını sağlamıştır. Çocuklarımız ne kadar övünse ve sevinse yeridir.”
Himaye-i Etfal aynı zamanda şu çağrıyı yapıyordu: “Yaşınızı, memuriyetinizi, işinizi bir tarafa bırakarak, bugün çocuklarınızı şevk ve muhabbetle eğlendiriniz, çocuk şenliklerine katılınız. Bu saadetli günü yavrunuzu bağrınıza basarak bahtiyarlıkla geçirirken, sizin müşfik yardımlarınızı bekleyen, memleketin anasız, babasız yavrularını unutmayınız.”
Mustafa Kemal o sene Himaye-i Eftal balosuna katıldı. Ankara Evkaf Oteli’ndeki baloda, 10 bin lira yardım toplandı.
23 Nisan 1928, artık tamamen “Hakimiyeti Milliye ve Çocuk Bayramı” adıyla kutlanıyordu.
23 Nisan 1929, sadece bir günlük bayramla bırakılmadı, Mustafa Kemal’in talimatıyla yedi güne çıkarıldı, “çocuk haftası” ilan edildi. Etkinlikler çığ gibi büyümüş, tüm yurda yayılmıştı. Himaye-i Etfal’in bu organizasyonu tek başına yapabilmesi artık mümkün değildi. Balolar, konferanslar, anne eğitimleri, müsamereler, yarışmalar, şenlikler içeren kapsamlı kutlamaların organizasyonu, dönemin en büyük sivil toplum kuruluşu Türk Ocakları’na verildi.
(Çocuk Haftası’nın ilk sürprizi şuydu… Türk Ocakları’nın yönetimi 23 Nisan’da çocuklara bırakılacaktı. Bugünkü koltuk geleneği böyle icat edildi.)
Himaye-i Etfal, sadece üç kuruşluk rozet satarak başladığı macerada… Yedi sene gibi çok kısa sürede 300 binden fazla şehit çocuğuna ulaşmayı başarmıştı. 1929 itibariyle, 300 binden fazla yetime düzenli olarak kitap, elbise, çamaşır, oyuncak, süt, yemek ve şeker dağıtır hale gelmişti.
Himaye-i Etfal sayesinde herkes gücü ölçüsünde amca, teyze, dayı, hala olmuş, şehit çocuklarının elinden tutmuştu. Mustafa Kemal vizyonuyla “dünyanın en büyük ailesi” kurulmuştu.
Yani?
Yanisi şu…
23 Nisan törenlerini “şehitler var” gerekçesiyle iptal etmek, sadece Atatürk alerjisi değildir, aynı zamanda cehaletin daniskasıdır.
23 Nisan Çocuk Bayramı’nın varlık sebebi, bizatihi şehit çocuklarıdır.
23 Nisan, kendi çocuğumuzu şefkatle bağrımıza basarken, şehit çocuklarını unutmayalım günüdür. 23 Nisan, bizim çocuklarımızın saçının teline zarar gelmesin diye, kendi canını hiçe sayan kahramanları unutmayalım günüdür.
23 Nisan, bu milletin şehitlerine ve çocuklarına borcudur.
23 Nisan törenlerini, güya hassasiyet göstererek “şehitler var” diye iptal etmek… Sadece Atatürk alerjisi değildir. Şehitlere dair hassasiyetten haberlerinin bile olmadığının kanıtıdır.
Ekstra hazin tarafı…
Şehit çocuklarını himaye etmek için kurulan Himaye-i Etfal Cemiyeti, 1935’te Çocuk Esirgeme Kurumu’na dönüştü. Ve bugün maalesef, Ensar Vakfı’nı himaye eden aile bakanına bağlı… Hakikaten utanç vericidir.
Yılmaz Özdil
15 Nisan 2016,sözcü
Resmi verilerine göre, Türkiye'de 15 bin 424 şehit çocuğu bulunuyor...(Ekim 2015)
"Milli Eğitim Bakanı Nabi Avcı, son 15 yılda ihraç kararı verilen dosyalardan yüzde 41'inin cinsel suçları kapsadığını söyledi. Son 15 yılda MEB'de 641 kişi cinsel suçlar nedeniyle ihraç edildi."...basın
Türkiye İstatistik Kurumu (TÜİK) verilerine göre, Türkiye’nin 2015 yılı sonu itibariyle 78 milyon 741 bin olan nüfusunun 22 milyon 871 binini, Birleşmiş Milletler tanımına göre “0-17″ yaş grubunu içeren çocuklar oluşturdu. Böylece, ilk yaygın genel nüfus sayımlarının yapıldığı yıllardan 1935′te toplam nüfusun yüzde 45′ini oluşturan çocukların payı, 2015 yılında toplam nüfusun yüzde 29′una geriledi... (Nisan 2016 Yeniçağ)
Çocukların üçte biri yüksek yoksulluk yaşıyor.
“Bir gün bu yaptıkları haksızlığın karşılığını ödeyecekler.”
“23 NİSAN BAYRAMININ VARLIK SEBEBİ ŞEHİT ÇOCUKLARI”
Çığ, 23 Nisan’ın bayram olarak kutlanmasındaki amacı şöyle anlattı:
“Bu bayram, 1914′de başlayan Cihan savaşı içinde özellikle Çanakkale savaşında ve Kurtuluş Savaşı’nda vatanımızı savunmak için kanlarını veren yüzlerce şehidimizin çocuklarını korumak, onlara “ Devlet olarak babalarınız yerine sizleri koruyacak bizler varız” demekti. Evet bayramın amacı, bu babasız çocukları “size yardım ediyoruz”, diye incitmemek için bu yardımın bir bayram havasına sokulmasıydı.
Bu yardımı yine O büyük insan, Atatürk akıl etmişti. O’nun çocuklara karşı ayrı bir ilgisi ve sevgisi vardı. Tarihte ilk kez bir Devlet Başkanı olarak çocuklara, “Küçük hanımlar, küçük beyler! Sizler her biriniz geleceğin bir gülü, bir yıldızı, ikbalisiniz. Ülkemizi asıl ışığa boğacak sizsiniz. Kendinizin ne kadar değerli, önemli olduğunuzu düşünerek ona göre çalışını! Sizlerden çok şeyler bekliyoruz, kızlarım, çocuklarım”diyerek seslenmiş, onları insan yerine koymuş, onlara yurttaşlık hakkı kazandırmıştır. O zamana kadar çocuklar adam yerine konulmuyordu ki.
İlk olarak 1921 yılında Şehit Çocuklarını Koruma Derneği ( Himaye-i Etfal Cemiyeti) kurulmuştu. 23 Nisan 1923 de de, İlk Cumhuriyet devrinin Büyük Millet Meclisinin açılması, Hakimiyeti Milliye bayramı olarak kutlanıyordu. Bu törende bu şehit çocuklarını korumaya alan Himaye-i Etfal Derneği’ni, herkesin tanıması için Başkanını da protokole davet etmişti Atatürk. Devlette para yoktu bunlar için ayrılacak. Bir tür rozet çıkardılar, onu satmaya başladılar. Böylece büyük bir yardım kampanyası başladı, halk elinden gelen yardımı yapmaya çalışıyordu, 1923-1929 yılları arasında yalnız halkın yardımlarıyla 300 binden fazla şehit çocuğu korumaya alınabilmişti.”
1929 yılında Atatürk, 23 Nisan şenliğinin bir hafta boyunca çocuk bayramı olarak sürmesini önerdi. Bu günlerde balolar, müsamereler, çeşitli şenlikler yapıldı. Bu şenlikleri organize eden Türk Ocağı’nda ilk kez çocuklara bu ocağın idaresindeki kişilerin işlerini yapma hakkı veriliyordu. O zaman başlayan bu gelenek, bir gün için çocuklara devlet başkanlarının yerine oturup onların görevlerini üstlenmek olarak sürdü.
“BUGÜNÜN ŞEHİTLERİ İSE DEVLETİ İDARE EDENLERİN KURBANI”
Muazzez İlmiye Çığ, devleti idare edenlerin çözüm süreci olarak tanımladığı 3 yılda yaşananlara tepki göstererek şunları söyledi:
” Son aylarda o kadar çok gözü yaşlı şehit çocuğumuz oldu ki… Devlet Başkanlarından, bunlara nasıl bir yardım yapılacağı, onların nasıl korunacağı hakkında tek bir söz duymadık. .. Üstelik bu şehitlerin döktüğü kanlar, devleti idare edenlerin çözüm süreci olarak tanımladığı 3 yılda, hemen hemen bütün güney doğu illerimiz, ilçelerimiz terör örgütüne bırakılarak, oraları nereden ne geleceği bilinemeyen bir düşman cephesine döndürdükten sonra, askerimizi ve güvenlik güçlerimizi üstlerine saldılar. Bu şehitler ne yazık ki, vatan savunması için değil, devleti idare edenlerin kurbanı oldular.
“ŞEHİT ÇOCUKLARINI DÜŞÜNECEK ÖNLERİNDE BİR ATATÜRK YOK Kİ”
23 Nisan’ın yurt dışındaki güzel yankılarına da değinen Çığ, AKP hükümetine yönelik sert eleştirilerine şöyle devam etti:
İşin ilginç yanı bizim ülkede yapılması yasaklanan bu çocuk bayramını, Prof. Yılmaz Büyükerşen’in Halk Arena’sında açıkladığına göre; Almanya Frankfurt kentinde belediye başkanı, Türk ve Alman çocuklarıyla kutlamış. Ayrıca Kanada Toronto kenti 23 Nisan gününü Dünya Çocukları Günü olarak ilan etmiş. AKP hükümeti de bu günden yararlanarak Güney Doğu’da haksız yere kanlarını döken şehitlerimizin çocuklarını bir araya toplayarak, onlara hediyeler vererek biraz olsun şenlenmelerini sağlayabilirdi. Ama onu düşünecek önlerinde bir Atatürk yok ki…
“SÜRDÜKLERİ SALTANATI ATATÜRK’E BORÇLULAR”
Ünlü Sümerolog, Atatürk’ü ve milli bayramlarını gölgelemeye çalışanlara yönelik 23 Nisan dersini şöyle tamamladı:
“Bütün yaşamlarını ve sürdükleri saltanatı Atatürk’e borçlu olduklarını bildikleri halde, halka onu unutturmak için Çocuk Bayramını, Gençlik Bayramını, Cumhuriyet Bayramını, Zafer Bayramını ve en son da onun ölüm gününü kaldırmak için ellerinden geleni yapanlar, bir gün bu yaptıkları haksızlığın karşılığını kuşkusuz ödeyeceklerdir.”
Ayla Özdemir,
19 Nisan 2016, sözcü
ÇOCUKLARIMIZ GELECEĞİMİZDİR...
23 NİSAN ULUSAL EGEMENLİK VE ÇOCUK BAYRAMIMIZ
KUTLU OLSUN
SB.