Translate

25 Nisan 2016 Pazartesi

Taşnaklar, kanlı elleriyle binlerce Türk'ü yok ettiler.








 "Türklere karşı en etkili yol, çarpışmadan sonra sağ kalanlar kuyuların içine tıkmak ve ağır kayalarla ezmek."


Basar-Geçar'daki Türk nüfusu ayırt etmeden imha ettim. Bazen kurşunlara yazık olmasın dersin ya. Bu köpeklere karşı en etkili yol, çarpışmadan sonra sağ kalanları toplayıp kuyuların içine tıkmak ve bir daha dünyada bulunmamaları için yukarıdan ağır kayalarla ezmek. Ben de öyle yaptım. Bütün erkekleri, kadınları ve çocukları topladım, 
benim tarafımdan atıldıkları kuyuların içinde kayalarla ezerek hepsinin hayatına son verdim.*


*A.A.Lalayan, "Kontrrevolyutsionnaya Rol Partii Daşnaktsutyun", İstoriçeskie Zapiski, No.2,s.101,1928; 
A.A.Lalayan, "Kontrrevolyutsionnıy "Daşnaktsutyun" İ.İmperialistiçeskaya Voyna 1914-1918 gg.", Revolyutsionnıy Vostok,No.2-3,s.92 vd,1936








"Taşnaklar, kanlı elleriyle binlerce Türk'ü yok ettiler."


Şerefsiz Taşnak "cumhuriyetinin" kısa döneminde Azerbaycan, Gürcistan ve Türkiye'yle yapılan savaşlar, Taşnakların kanlı elleriyle binlerce Türk'ü yok ettikleri ve köylerini yakıp küle çevirdikleri Zangezur, Şarure, Daralgöz, Megrı, Arbaba, Zangibazar, Büyük Bedi'deki Türk köylerinde yaşanan vahşilikler, katliamlar, yağmalar hâlâ akıllarda.

Askerlde yaltaklık, dalkavukluk, keyfiyet, yağma psikolojisi, başkasının hesabından yaşama, suçsuz ve çaresiz 
kişileri öldürme psikolojisi kökleşmişti.*


*T.Haçikoglyan'ın Sovyet Ermenistanı Kızıl Ordusu Avcı Tümeni'nin kuruluşunun10.yıldönümü dolayısıyla Kızıl Ordu tarafından basılan kitapçığından (10 Let Armyanskoy Strelkovoy Divizii, s.4-6, İzdatelstvo Polit. Uprav. KKA,Tiflis,1930)

Rus Devlet Arşivlerinden 100 Belgede Ermeni Meselesi
Mehmet Perinçek,2007




*



Iğdır'ın Tuzluca ilçesine bağlı Gedikli köyü
Ermeni çetelerince 1915-1919 döneminde neredeyse köyde yaşayanların tamamının katledildiği Gedikli, Ermenilerin Doğu Anadolu'da Müslüman Türk nüfusuna uyguladığı katliamların en büyük kanıtı durumunda.

Türk Tarih Kurumunca 2003 yılında yapılan kazı çalışmalarında öldürülerek toplu gömüldükleri tespit edilen 96 kişinin torunları, Ermeni çetelerinin katliamlarını anlattı.

Gedikli Muhtarı İsmet Kovan, asılsız soykırım iddialarına karşı asıl katliamı yapanların Ermeniler olduğunu ifade ederek, "Onların da bizim gibi bu anıt gibi ellerinde delilleri varsa desinler 'Türkler bizi katlettiler. Burada kazı yaptılar, öldürülenlerin hepsi Müslüman çıktı. Kucağında çocuk olduğu anlaşılan kadın kemikleri bile çıktı. " dedi.





ve başka bir toplu mezar
Atatürk Üniversitesi Türk-Ermeni İlişkileri Araştırma Merkezi Müdürlüğü ile Erzurum Müze Müdürlüğü tarafından gerçekleştirilen Tepe Köy toplu mezar kazısında Müslüman Türklere ait 50’den fazla şehidin iskeletine ulaşıldı. 

İlk toplu mezar kazısını Iğdır’ın Oba köyünde yapıldığını anlatan Başaran, şöyle devam etti: “Iğdır’ın Oba köyündeki kazı gerek yerli gerekse uluslar arası kamuoyunda ve basında geniş bir yankı uyandırdı. Bunun üzerine yapılan çalışmalarla Anadolu’nun birçok yerinde toplu mezar yerleri tespit edildi. Toplu mezar kazılarının bölgede devam ettirilmesinin amacı yıllarca Ermeniler tarafından değişik zamanlarda ve zeminlerde dile getirilen ve getirilmeye devam eden soykırım iddialarının gerçek yüzünü ortaya koymak, görmek istemeyen gözlere, gerçekleri, somut veriler ortaya koyarak göstermektir. Yaptığımız kazı ile tarihi elim bir olayı arkeolojik ve tarihi materyalle destekliyoruz. Bu çalışmaya başlamadan önce arşiv belgeleri tekrar tarandı. Daha sonra arazi çalışması yapıldı. Yaşayan canlı tanıkların bilgilerine başvuruldu. Sonra da kazıyı gerçekleştirdik. Şimdiye kadar tarafımdan 11 toplu mezar kazısı gerçekleştirildi. Bu kazılarda, tanıkları ve tarihi bilgileri destekleyen bulgular elde edildi. Çok sayıda Kuran’ı Kerim parçaları, Enam denilen küçük dua kitapları, ay yıldızlı tabakalar, tespihler ve buna benzer 
Türklerin kullandığı eşyalar ortaya çıkarıldı.”

On bir toplu mezar kazısının hiçbirinde tek bir silahın ortaya çıkarılmadığını anlatan Başaran, konuşmasını şöyle tamamladı: “Kazı yaptığımız toplu mezardaki bazı kafatasların ve kemiklerin üzerinde darp izleri görüldü. Bu veriler ölen kişilerin tamamen silahsız insanlar olduklarını bize gösteriyor. Dolayısıyla, Ermenilerin iddia ettiği gibi, bir soykırım uygulanmışsa, bu doğrudan Müslüman Türk ahaliye uygulanmıştır. Biz, işin arkeolojik, bilimsel kısmını ele alıyoruz burada. Siyasetçiler ayrı bir şey söyleyebilir, o bizi bağlamaz. Biz, bilimsel kazılarla tarihin gerçeklerin ne yönde oluştuğuna ışık tutmaktayız. 
Tepe Köyde de tarihsel olarak bilineni somut verilerle kanıtlamış olduk.”

KÜRKÇÜOĞLU: 519 BİN MÜSLÜMAN TÜRK ÖLDÜRÜLDÜ

Kazı ekibinin önemli ismi Türk-Ermeni İlişkileri Araştırma Merkezi Müdürü Doç. Dr. Erol Kürkçüoğlu da yaptığı değerlendirmede, Doğu ve Güneydoğu Anadolu’da yaptıkları araştırmalarda 185 toplu mezar yeri tespit ettiklerini, 
Ermenilerin bu dönemde 519 bin Müslüman Türk’ü öldürdüklerini söyledi.

Kürkçüoğlu, “Toplu mezarlardan on birinde bilimsel kazı yaptık ve sonuçlarını bilim dünyasına Atatürk Üniversitesi’nin bir çalışması olarak sunduk. Şüphesiz tarih bir belge bilimidir. Belgeye dayanmayan tarih anlayışı bugün geçersizdir. Yalanlarla, yalancı tanıklarla kimse tarih yapamaz ve yazamaz. Bu tür çabalar güneşi gören karın yok olması gibi, 
yok olmaya mahkûmdur.” dedi.

“Biz, bilim adamları olarak diyoruz ki, Ermeni çeteleri Doğu ve Güneydoğu Anadolu’da 1915-1918 yılları arasında 519 bin Müslüman Türk vatandaşını katlettiler. Bunun belgelerini, bilgilerini bir bir ortaya koymaya devam ediyoruz. Tepe Köy’de de 150 civarındaki şehitten, erkeklere ait, 60 kişinin toplu mezarını bugün gün yüzüne çıkardık. Müslüman Türklerin nasıl hunharca katledildikleri gerçeğini bir kere daha dünya kamuoyuna gösterdik” diyen Kürkçüoğlu, şu değerlendirmeyi yaptı:

“Türk-Ermeni İlişkileri Araştırma Merkezi konuyla ilgili bugüne kadar çok sayıda bilimsel yayın yaptı. Şehit edilen yüz binlerce Müslüman Türk’ün isim listeleri, köylerine, mahallelerine varıncaya kadar, nerede ve nasıl katledildiklerine dair bilgilerin büyük bölümünü yayınladık. Osmanlı Devleti’nin, o yıllarda, askerleri yedi cephede savaştığından Anadolu halkı korumasız ve savunmasız kaldı. Ruslarla birlikte hareket eden Ermeni çeteleri, Özellikle Ermeni komutan Antranik’e bağlı Taşnaklar, bu katliamları gerçekleştirdi. Ana yola yakın köyler bu felaketi çok derinden yaşadılar. Bazı köylerin ahalisi son ferdine kadar yok edildi. Bazı köylerde bir iki kişi kurtulabildi. Bugün tüm bunların bilgisine sahibiz. Tepe Köy’de biri kadınlara diğeri erkeklere ait iki toplu mezarımız var. Şu anda erkekler ait olan toplu mezarı kazdık ve faciayı ortaya çıkardık. Yol güzergâhında olan Tepe Köyün halkı Anadolu’nun diğer köylerindeki ahali gibi tamamen savunmasız bir durumdaydı. 150 kişilik bir Ermeni Taşnak çetesi köye gelerek kadınları bir tarafa erkekleri bir tarafa toplayıp bu faciayı gerçekleştirdi. O günlerde Erzurum’daki Rus Topçu Birliği’ne komutanlık eden Yarbay Tverdohlebof, Tepe Köy katliamını Nisan 1918’de yayınladığı hatıratına almış ve ayrıca rapor olarak da hükümetine bildirmiştir. Hadiseden kısa süre sonra Erzurum’a gelen Emniyet Genel Müdürlüğü Tetkik Heyeti Başkanı Abdullah Bey ve üç kişilik heyeti de Tepe Köy’ü ziyaret etmiş, toplu mezarların tespitini onlar da yapmıştır. 11 Mart 1918’de Halit Paşa Komutası’ndaki köye ulaşan Türk birlikleri de gene buradaki felakete tanıklık etmiş ve gerekli tespitleri yapmışlardır.”

REKTÖR KOÇAK: GERÇEĞİN BİR KESİTİ DAHA ORTAYA ÇIKTI

Tepe Köy’e gelen ve kazı bölgesini ziyaret eden Atatürk Üniversitesi Rektörü Prof. Dr. Hikmet Koçak’da, yaptığı değerlendirmede, dünyanın hiçbir ülkesinin parlamentosunun tarih yazmak gibi bir yetkisinin olmadığına dikkat çekerek, “Bu nedenle, tarihi hadiseler, siyasilerin değil, bilim adamlarının ve tarihçilerin meselesi olmalıdır” dedi.

Koçak, bugüne kadar bazı ülkelerin parlamentolarının Ermeni çetelerince masum Türklere yapılan soykırımı görmeyerek, hatta gerçekleri ters yüz ederek, Türk milletini soykırımla suçlamalarının tarihsel değil, 
siyasi bir tutum ve davranış olduğuna vurgu yaptı.

Atatürk Üniversitesi’nin ilgili kuruluşlarının gerçeğin tüm çıplaklığıyla ortaya çıkması için çaba sarf ettiğini anlatan Koçak, şunları kaydetti:

“Atatürk Üniversitesi’nin öğretim üyeleri 1986 yılından bu yana başta Erzurum olmak üzere doğu Anadolu da bugüne kadar Erzurum Alaca, Yeşil Yayla ve Tımar köylerinde, Kars; Subatan’da, Iğdır; Oba, Hakmehmet’te ve Van Zeve’de toplu mezar kazıları yaptı. Gerçekler kanıtlarıyla ortaya konuldu. Bugün de tepe Köy’de Atatürk Üniversitesi Türk-Ermeni İlişkileri Araştırma Merkezi Müdürlüğü, Edebiyat Fakültesi Arkeoloji Bölümü ve Erzurum müze Müdürlüğü’nün ortak çalışmasıyla gerçeğin bir kesiti daha ortaya çıktı. Şüphesiz bu kazı bilimsel bir kazıdır. Sonucu bir kitap olarak da neşredilecektir.”

Atatürk Üniversitesi Edebiyat Fakültesi Arkeoloji Bölümü, Türk Ermeni İlişkilerini Araştırma Merkezi Müdürlüğü ve Erzurum Müze Müdürlüğü’nden 8 kişilik uzman bir ekip ve bilim adamının gözetiminde Büyükşehir ve Özeli İdare işçilerinin ve iş makinelerinin de desteğiyle 60 metre karelik bir alanda kazı yapıldı. Kazının bilimsel verileri, “Tepe Köyü Toplu Mezar Kazı Kitabı” olarak Atatürk Üniversitesi tarafından yayınlanacak. Elde edelin bulgular ise daha sonra 
Erzurum Müzesi’nde ki Ermeni Soykırımı Bölümü’nde sergilenecek.







There are no mass graves of Armenians,
only mass graves that belongs to Turks.
So, which Genocide are you talking about?