Türkiye ürkütücü bir savaşa sürüklenmiştir. Önce ülkenin bütün kolon direklerini yıktılar. Bütün halkı borç batağına sürüklediler. Dış ticaretimiz Libya’dan Rusya’ya kadar yok edildi. Elde kalan turizm gelirleri de terör ile kurşun yedi.
Yani, Türkiye üzerinde emelleri olanlar gırtlağımıza sarıldı. 78 milyon insanımızın 25 milyonu kredi batağında kendi derdine düşürülmüştür. Olup bitenden haberi yoktur.
Adalet yok, hukuk yok!!. Dilimize, dinimize savaş açıldı. İlkokullarda Latin harfleri Arapça söylenişe uydurularak okutuluyor. Ülkede satılmayan bir şey kalmadı. Dış borç gırtlakta… Kısacası;
Ekonomik bağımsızlığımızı hepten kaybettik. Bir hatırlatma yapayım:
Rusya çözüldüğünde Almanya borcuna karşılık Rusya’dan sınırda bir yeri, yani resmen toprak istemişti. O olmazsa Gazprom’u verin demişti. Bu durumda köşeye sıkıştırılan Türkiye’den neler istenir, siz düşünün artık.
ABD ve müttefikler Irak’a girdiğinde asıl hedefin Türkiye olacağı belliydi. Çünkü Türkler uyumsuzdur. Durur durur, oyun bozar. Emperyalizm çizdiği yenidünya haritasına her ülkeyi ve birçok ırkı kolay monte edecek hale getirebiliyor ama, Türklere güvenemiyor. Türkler o tabloyu bozabilir diye tedbirini aldı.
Erdoğangiller familyasının hastalıklı ruh hallerini maymuncuk olarak kullanıp ülkemize girdi. Muhalefeti hadım etti.
Erdoğangiller Familyasının mecburiyetleri ülkeyi batağa sürükledi. AKP ve Erdoğan’ın mecburiyetleri; Türk Halkını, “yılan-çıyan-akreplerle” bir yatağa soktu. O yatağa sokarken de millet her türlü psikolojik operasyonla narkoz odalarına hapsedildi.
Soros’un 8 milyon dolar para dağıttım dediği vesikalı gazeteciler ve medya organları Soros’un bir bölüğü gibi Türk Milletinin bütün değerlerine saldırdı. Bilgisi zayıf olanlar kendini koruyamadığı için beyin işgaline uğradı. Televizyonlar milletin üzerine sürekli psikolojik operasyon kustu.
Türkiye Cumhuriyeti Devletinin bütün etrafı boşaltıldı. Suriye’den Irak’a terör bataklığı oluşturuldu. Ülkemizin içinde uyumaya bırakılan yüzlerce terör örgütü elemanı uyanmaya hazır bekliyor. Yabancı istihbaratlar cirit atıyor. Daha vahimi; Başbakanlığa bağlı Kamu Müsteşarlığında yabancı istihbarat elemanları çalıştırılıyor. Sayılarının 150 kadar olduğu söyleniyor.
Türk Ordusu her şeye rağmen Güneydoğu’da;
AKP’nin PKK’ya terk ettiği yerleri temizlemeye çalışıyor. AKP Güneydoğu’yu Yemen’e çevirdi. Giden adeta gelmiyor. PKK’ya teslim edilen yerlerde PKK rahat rahat savaşa hazırlanmış. Silah depolamış. Tüneller kazmış. PKK’lı belediyeler bu aziz milletin parasını PKK’ya sebil etmiş. Valiler bu durumu MAL gibi seyretmiş.
Dün “iyi ki bunlarla savaşa girmemişiz” diyenler, üzerinde tepindikleri Türk Askeri nin canı üzerinden bugün sahte milliyetçilik oynuyor. Oynuyor da; “Tavuk götü tövbe tutmaz” der büyüklerimiz. Vatansızlar-bayraksızlar çoktan kıvırmaya başladı bile... AKP içindeki bölge vekillerinin baskısıyla(AKP içindeki bölge vekilleri BDP ‘li vekillerin ruh ikizidir), askeri operasyonları bitirmeye hazırlanıyor. Aldığım duyumlara göre;
Askere operasyonları durdurun diyorlarmış. Asker de “ne kadar temizlik yaparsak kardır diyerek “canı pahasına” operasyonları Ocak sonuna kadar uzatmaya çalışıyormuş...
AKP buzdolabına “kokmasın(!)” diye sakladığı hain saçılımı, buzdolabından çıkarmaya hazırlanıyor.
PKK baharda iç savaşa hazırlanıyor. En büyük dayanakları İKİZ YASALARDIR…
Doğu PKK ile, Batı hem PKK, hem de İŞİD, Nusra, Hizbullah ve diğer terör örgütleri ile vurulacaktır. Bunların hepsini ülkeye AKP soktu. Türkiye bu terör örgütleri için adeta bir üs haline getirildi. Artık kontrol edemiyorlar.
Bir uyarım da Benzin istasyonları konusundadır. Öcalan yakalanmadan önce PKK’ya;
“Bütün yol boylarındaki benzinlikleri alın, yol boylarına benzinlik kurup üs haline getirin” diye talimat vermişti. Bu talimat gereği yol boylarında kurulan veya satın alınan benzinlikler bir üs olarak kullanılacaktır. Türk Halkı o benzinliklerden avlanacak, araçlarına yakıt alamayacaktır.
5-6 yıl önce Yalova’dan Alanya’ya gelmiştim. Yol boyunda benzin almak için girdiğim benzinlikler hep Güneydoğu kökenliydi. Doğrusu Öcalan’ın talimatını hatırlamadan edemedim.
Milli bir MİT’imiz olsaydı, bu durumdan bu kadar endişe etmezdim ama durum ortada… Oslo’da PKK ile masaya oturan, oturmakla kalmayıp şehirlerimizin ağır silahlarla donatıldığını itiraf eden MİT Müsteşar Yardımcısı (Afet Güneş) ve Öcalan’a methiyeler düzen MİT Müsteşarı Hakan Fidan gibiler varken, vatandaş olarak bizler düşünmek zorunda kalıyoruz. Olası bir iç savaşta bu durumu göz ardı etmeyin. İŞİD ile PKK mutlaka iş birliği yapacaktır. Çünkü efendileri aynıdır.
İç savaşa nasıl hazırlanılması gerekiyorsa öyle hazırlanın!!. Yoksa 1915 öncesinde Ermeni örgütlerin silahsız, yoksul ve çaresiz Türkleri avladığı gibi av oluruz.
Ve, Türk Ordusu’na operasyonları bırakması söylendiğinde hep birlikte ayakta olalım.
Artık bizim sorunumuz Türk Sorunudur. Adımızı, varlığımızı, VATANIMIZIN varlığını devam ettirme savaşı verecek miyiz? Yoksa Türk adıyla birlikte varlığının da Anadolu topraklarından yok edilmesini seyredecek miyiz?
Karar Türk Milletinin olacaktır ve verdiği kararın sonuçlarına KATLANACAKTIR!!.
Zahide UÇAR
14 Ocak 2016
Senin seviyene henüz hiç kimse erişemedi ATAM
Tarihte hiçbir şekilde siyasi varlık göstermemiş, para basmamış, sınırı olmamış, dili diğer dillerden bozma, alfabesi yok, tarihi eseri, sanatı, arkeolojik kalıntıları yok, ki halk bile diğer halklardan kopanlardan oluşturulmuş bir topluluk ve diğer halkların gelenek ve göreneklerini kullanırken "sen işgalcisin, ben devletimi kuracağım" demesi aklı olana terstir. Sahte tarih ve uydurulmuş dil ile de bir yerlere gelinemez. Zahide Uçar'ın Uygur Türkleri ile ilgili olan yazısını da okuyun, çünkü bazıları kendilerini onlarla eş tutuyor. Biz bu ülkenin işgalcisi değil asli unsurlarıyız. Tıpkı Kıbrıs'ta asli unsur olmamız gibi...
Bölücüler bir yana, vatansever yurttaşlar bir yana....
Zaten insanlar ikiye ayrılır, İYİ-KÖTÜ; VATANSEVER-VATANHAİNİ...
gerisi boştur.SB