Birinci Dünya Savaşı'nın çıkmasını ve bu savaşa Osmanlı Devleti'nin İttifak Devletleri safında katılmasını fırsat sayan Ermeniler doğuda Ruslarla, güneyde Fransızlarla ve İngilizlerle birlikte Osmanlı ordusuna saldırmışlar ve masum halkı katletmişlerdir.
1918 yılının son ayları ve 1919 yılı içerisinde İstanbul basını da Vilâyât-ı Şarkiyye üzerinde sıkça durdu. Gazeteler özellikle bu vilâyetlerde bulunan Müslümanların yek vücut olduklarını söylüyorlar, Ermenilik ve Kürtlük iddialarını reddediyorlardı. Yeni Gün Gazetesi 23 Aralık 1918 'de, Vakit Gazetesi 27 Aralık 1918'de, Hadisat Gazetesi hemen hemen bütün sayılarında bu iddialara cevap veriyordu. Tasvir-i Efkâr Gazetesi 14 Aralık 1918'de Kürt ve Ermeni iddialarını reddettikten sonra harpten önce Vilâyât-ı Şarkiyye'nin nüfusunu şu şekilde veriyordu.
(1)Vilâyet........................... İslam........ Ermeni........ Anasır-ı Muhtelife....... Nüfus-ı Umûmi
Van............................ 179.380......... 67.792............. 11.696....................... 259.141
Mamuretü'l-Aziz......... 446.379......... 76.070.............. 2.762........................525.211
Erzurum.....................673.279.........125.657............. 12.347...................... 815.283
Bitlis.......................... 309.999........ 114.704............. 12.776...................... 437.479
Sivas......................... 939.735........ 143.406............. 85.299................... 1.168.440
Diyarbakır.................. 492.101.......... 55.891............. 66.948...................... 614.940
Yekûn.................... 3.040.873......... 583.520........... 196.101................... 3.820.494
(1)Tasvir-i Efkar,14 Kanun-ı Evvel 1334/ 14 Aralık 1918, No: 2590
Yukarıda verilen bilgilerden de anlaşılacağı üzere, Ermeniler bütün gayretlerine rağmen Doğu Anadolu'da nüfus çoğunluğunu sağlayamamışlardır. XIX. yüzyılın başından itibaren Büyük Devletlerin tahrikleriyle harekete geçen Ermeniler bölgede kendilerine ait bir tarih ve devlet oluşturma gayretine girişmişler, fakat bunda başarılı olamamışlardır. Bu başarısızlığın en önemli sebebi, Ermenilerin bölgede nüfus olarak azınlıkta olmalarıdır. Altı Vilayet olarak bilinen Bitlis, Van, Diyarbakır, Mamüretülaziz, Sivas ve Erzurum vilayetlerinde 1912 yılında yaşayan Ermenilerin sayısı 870.000 idi. Dolayısıyla Altı Vilayetteki Ermeni nüfusu toplam nüfusun beşte biri bile değildir.Bu şartlar altında modern bir devlet kurmanın imkansızlığı açıktır. (2)
Birinci Dünya Savaşı'nın çıkmasını ve bu savaşa Osmanlı Devleti'nin İttifak Devletleri safında katılmasını fırsat sayan Ermeniler doğuda Ruslarla, güneyde Fransızlarla ve İngilizlerle birlikte Osmanlı ordusuna saldırmışlar ve masum halkı katletmişlerdir.Yukarıda verilen tablolar tahlil edildiğinde ortaya çıkan genel sonuç şudur: Savaş sona erdiğinde Doğu Anadolu ve Kafkasya’da 1.2000.000 ‘den fazla Müslüman yerlerinden sürülmüş, 1.000.000’dan fazlası da hayatını kaybetmiştir. Anadolu’nun tamamında 600.000 Ermeni ve 2.5000.000 de Müslüman ölmüştür. (3)
Bu sırada göze çarpan diğer önemli bir nokta da, Ermenilerin Türkler tarafından kendilerine yapıldığını iddia ettikleri sürgün ve katliamın daha beterini Doğu Anadolu ve Kafkasya'nın Müslüman Türk sakinlerine uygulamış olmalarıdır. Yalnızca Doğu Anadolu'nun altı vilâyetinde (Erzurum, Sivas, Bitlis, Van, Diyarbakır ve Elazığ) ve Trabzon'da nüfusun yüzde otuzu 1912-1922 yılları arasında ölmüştür. (4) Bu ölümlerin hemen hemen hepsi Ruslar tarafından teçhiz edilerek eğitilen Ermeniler tarafından gerçekleştirilmiştir.
(2) Justin McCarthy, “Ermeni Terörizmi: Zehir ve Panzehir Olarak Tarih”, Ankara Üniversitesi Uluslararası Terörizm Sempozyumu, Ankara, 1984, s.84.
(3) “Eğer Türklerin yaptıkları bir soykırımsa, kurbanlardan daha çok katillerin öldüğü ilginç bir soykırımdır.”McCarthy, “Ermeni Terörizmi...”s.85
(4) Justin Mc.Carthy, Ölüm ve Sürgün, İstanbul, 1998, s.273.
The object of this article is to expose the population of the Provinces of Erzurum, Van, Diyarbakır and Bitlis after the Mondros Armistice. At Paris Peace Conferance Armenians’ population claims were refused with telgraphs came from these provinces governors. These telegraphs showed that the size Turkish population was bigger than the Armenians before and after the World War I in the eastern provinces. Hence these telegrams also proved that there had been no genocide during the war. In this study in addition to the documents ottoman archives the report of foreign observers are also utilized.
MONDROS MÜTAREKESİ’NDEN SONRA VİLÂYÂT-I ŞARKİYYE'DE NÜFUS
Haluk Selvi
diğer sayılara ulaşmak için linkte sadece sayıları değiştirin