Translate

31 Mayıs 2016 Salı

Uyanın!..






"Yakın bir tarihte, bu soruşturma kapsamında İŞİD'e akan maddi ve manevi desteğin sorgulanacağından, artık emin oldum. Ama İŞİD'i besleyen ve o terör örgütünden nemalananlar, ülkeyi daha tehlikeli bir noktaya çekiyor. Son Suriye saldırıları sonucu İŞİD, Türkiye sınırına sıkışacak gibi. İşte bu nokta da Ankara, bu kelle kesen teröristlere, sıkıştıkları an, kapıyı açacak mı, göreceğiz. Açarsa -ki ben açmasını bekliyorum- vay başımıza geleceklere. Yani çilemiz bitmemiş demektir."

31 Mayıs 2016





"ABD Başkanı Obama, 2 Ekim 2015'de başarısız olan "eğit-donat programını" "bundan sonra Kürtler ile devam ettirmeliyiz" dedi. Bunun anlamı, ABD'nin PKK/PYD'ye silah ve eğitim vermesi demek. PKK/PYD'ye silah ve eğitim vermek ise sonunda Suriye'de PKK'nın bir devlet kurması anlamına gelecek. Rus Dış İşleri Bakanı Lavrov ise 2 Ekim 2015'de Rusya'nın "Suriye Kürtlerine silah yardımı yapıyoruz" açıklaması yayınlandı. Bunun anlamı Rusya, PKK'ya askeri yardım yapıyor demek. Lavrov, Rusya'nın PKK'ya silah yardımını açıklarken, Erdoğan ve Davutoğlu'na  da "Siz, Esadsız çözüm diye diretirseniz, PKK'nın elinde daha ne silahlar göreceksiniz bakalım" mesajını veriyor.

Bütün bunları sadece seyreden Erdoğan ve Davutoğlu ise hala sadece "basit ve ilkel bir gurur meselesi ile" Esad'lı geçiş dönemine karşıyız noktasındalar. Oysa, Suriye'de çözümden geçen her gün PKK'yı daha güçlendirirken, Türkiye'nin pozisyonunu daha da zayıflatıyor.  Esad'lı bir geçiş dönemi  üzerinde anlaşılması durumunda, hem Suriye'nin toprak bütünlüğünün sağlanması noktasında bir şans belirecek hem de Türkiye'nin pozisyonu güçlenirken PKK'nın pozisyonu zayıflayacak. PKK, Suriye'deki belirsizliği her geçen gün biraz daha başarı ile lehine kullanmayı başarıyor.  Esad'ı devirme histerisi içindeki Erdoğan/Davutoğlu ikilisi,  önce PKK'ya Suriye'nin kuzeyinde Lübnan büyüklüğünde bir alan hediye ettiler. Sonra, ABD ile müttefik olmasının yolunu açtılar şimdi de Moskova-PKK ilişkilerinin alt yapısını hazırlıyorlar."

04 Ekim 2015





"10 ayda 483 ve her gün bu sayı ne yazık ki üçer-beşer artıyor. Türk Ordusu Kıbrıs Barış Harekatı'nda bile bu kadar şehid verilmedi. Sonuç olarak bu ağır bilançonun tek sorumlusu hükümettir. AKP hükümeti içinde terörle mücadelede bir tane samimi kişi göstermek de mümkün değil. Onlar günü kurtarma, koltuklarını koruma derdinde. Oysa ortada binlerce yıllık devlet geleneği var. Neredeyse 40 yıldır terörle mücadelede oluşan ciddi bir tecrübe var. Lafa gelince Milli güvenlik Kurulu var… Lafa gelince İstihbaratın inlerine girme iddiası var… Ama devlet çatırdıyor. "

28 Mayıs 2016





"Dünya İnsani Zirvesi'ne, Kıbrıs Rum Yönetimi lideri Anastasiadis'in insanlık dışı ve ırkçı tutumu damga vurdu. BM'nin organizatörlüğü ve Türkiye'nin ev sahipliğinde düzenlenen Dünya İnsani Zirvesi için İstanbul'a gelen Rum Yönetimi Başkanı Anastasiadis, Cumhurbaşkanı Erdoğan'ın zirveye katılanlar onuruna verdiği yemeğe KKTC Cumhurbaşkanı Akıncı'yı da davet etmesi üzerine tepki gösterdi ve yemeğe katılmadı.Haberi "Başkan Çarptı... Akıncı'yı Gizlice İstanbul'a Aldılar, Anastasiadis Tepki Gösterdi" başlığıyla aktaran Fileleftheros gazetesi, Cumhurbaşkanı Akıncı'nın Türkiye tarafından yükseltilmeye çalışıldığını ancak bu çabanın Anastasiadis'in tepkisiyle karşılaştığını yazdı. 

Gazete haberi "Akıncı ile Türk Kalleşliği… Kendisini zirve için alelacele İstanbul'a aldılar, Başkan anında cevap verdi" başlığıyla iç sayfasında detaylandırdı. Gazete "Türk tertibine ve işgal rejiminin yükseltilmesi çabasına Anastasiadis anında cevap verdi. İşgal lideri Mustafa Akıncı'nın dün geceki yemeğe katılmak üzere (İstanbul'a) varmasıyla birlikte yetkililere, yemeğe katılmayacağını bildirdi, ayrılışını da hızlandırdı" ifadesine yer verdi.Anastasiadis'in bu davranışı hakikaten kabul edilir cinsten değildir. Aslında tepki göstermesi gereken Kıbrıs Türkleridir.Yakın tarihimizde Eoka'cı Rum teröristlerin Kıbrıs'ta akıttıkları kanların izleri kurumadan, Kıbrıs Türklerine reva görülen insanlık dışı, çağdışı muamelelerin hatıralardaki izleri silinmeden ve üstelik bütün bu yapılanlar için henüz bir tek özür bile dilenmeden Rum lider Anastasiadis Türkiye'de tüm devlet adamlarına uygulanan protokol kuralları çerçevesinde ağırlanmıştır. … 

Anastasiadis çözüm istediği konusunda rol yapmaktadır. Değil 2016'da 3016'da dahi çözüm istememektedir. Megali İdea ve Enosis hedefinden vazgeçmemiştir. Rum tarafında geçtiğimiz Pazar günü  yapılan seçimlerde faşist ve ırkçı aşırı milliyetçi parti Elam Rum Meclisi'ne 2 milletvekili sokma başarısı göstermiştir. En iyi Türk ölü Türktür diyenlerin sayısı artmaktadır. Daha geçtiğimiz günlerde Güney Kıbrıs'a giden Türklere saldırılarda bulunulmuştur.Anastasiadis'in İstanbul'daki şovunun Kıbrıs'ta ve Yunanistan'da savunucuları ve destekçileri oldukça çoktur. Kıbrıs'a dönüşünde "Türk'e Meydan Okuyan Konstantiopulos Fatihi" diye karşılanırsa hiç şaşırmayınız. Bize düşen bu riyakar ve samimiyetten yoksun Rumla daha fazla vakit kaybetmemektir."

25 Mayıs 2016





"Gözlerimizi,Alman Parlamentosu'nun  perşembe günü oylayacağı sözde soykırım tasarısına çevirdik. Pontuslular da  kendilerine soykırım  uygulandığının tanınması için  başvuruda bulunmuş!..Almanya'da olup bitenler, Suriye'de YPG amblemli Amerikan askerlerinin PYD/PKK ile tamamlamak üzere olduğu  Suriye Kürt devleti, terör bölgesinde yaşananlar ve her gün verilen onlarca şehit, PKK'nın Karadeniz eylemleri,Gaziantep'e Kilis'e düşen roketler, PKK'nın sivil sözcüsü Selahattin Demirtaş'ın Türk devletine çektiği restler, çapulcu başı Barzani'nin hamleleri...Bunların hiçbiri rastgele meydana gelmiyor. 

Aynı zamana denk düşmeleri tesadüfi değil. Leş kargaları, Akbabalar üstümüze çöktü. İktidar ise  İstanbul Belediyesinin zabıtaları ile fetih şölenleri (!) düzenleyip milleti afyonlamaya devam ediyor. Her şey Yahudi kaftanlı Halifelik için.. Kod adı başkanlık sistemi.. Kamuoyunun dikkati Almanya'ya odaklandığı sırada hemen yanı başımızda gerçekleşen ihaneti duymuyoruz,görmüyoruz!.. Ege ve Akdeniz'de  vatan topraklarımızı kaptırdığımız Yunanistan'ın basınından öğreniyoruz ilginç (!) gelişmeyi; " Erdoğan ile Çipras arasında 'kırmızı hat' olarak bilinen direkt iletişim hattı kuruldu." İstanbul'un  fethi için düzenlenen "görkemli kutlama"ların, "hesaplaşma bitmedi" lerin gerçek perde arkasına bakalım mı?.. Hem bu sayede "kırmız hat"tın hikmeti hakkında fikir sahibi oluruz!..

Tarih; 22 Mayıs 2016...Yunanistan'ın başkenti Atina'da, sözde Pontus Rum soykırımı ve Sözde Ermeni soykırımı anma töreni düzenlendi. Törene, Yunan Savunma Bakanı Kammenos da katıldı. Kammenos'un anma töreninde yaptığı sefil konuşma Yunan Savunma Bakanlığı resmi internet sitesinde  duruyor.

Anma törenine Yunan Genelkurmay Başkanı ile birlikte Kara, Deniz ve Hava Kuvvetleri Komutanları,Yunan milletvekilleri de katıldı. Daha da ilginç olanı bu şer töreninde,Rus astronot Fedor Yurchikhin, Ermenistan Meclisi Başkan Yardımcısı Edward Sharmazanov, Ermenistan'ın Atina Büyükelçisi, Ermeni Ortodoks Başpiskoposu da vardı. Şer törenine katılanlara plaketler takdim edildi. Bitmedi!. .Aynı gün Ermenistan Meclisi Başkan Yardımcısı Edward Sharmazanov tarafından, Yunan Savunma Bakanı Kammenos'a, Ermenistan Ulusal Meclisi Liyakat Madalyası verildi.

Yunan Savunma Bakanı Kammenos anma töreninde yaptığı konuşmada Türkiye'ye kin kustu. Kammenos, Yunan Kara Kuvvetleri Komutanı Korgeneral Tellidis'in, Pontus Rum kökenli bir general olduğunu vurguladı. Korgeneral Tellidis, işgal edilen Türk adalarına sık sık gelerek Yunan bayrağı altında poz vermişti.Bakan Kammenos konuşmasında, 1909-1923 yılları arasında, Jön Türkler tarafından 350 binden fazla Pontuslu Rum'un ve 1,5 milyon Ermeni'nin toplu halde öldürüldüğünü iddia etti. Kammenos, Yunan Parlamentosunun, Mustafa Kemal'in Samsun'a çıkış tarihi olan 19 Mayıs'ı, Pontus Rum soykırımı anma günü olarak ilan ettiğini de belirtti.Eski Milli Savunma Bakanlığı Genel Sekreteri emekli  Kurmay Albay Ümit Yalım, YENİÇAĞ'a şer töreni ile birlikte Yunan Bakan'ın kin kustuğu konuşmayı  değerlendirdi;

"Bakan Kammenos yalan söylüyor. 1923 Tarihli Lozan Antlaşması'na bakıldığında, Bakan Kammenos'un ne kadar yalancı olduğu görülecektir. Yunanistan'ın da imzaladığı Lozan Antlaşması'nın hiçbir yerinde Pontuslu Rumların soykırımı ile ilgili hiçbir kayıt yok. Aksine Lozan Antlaşmasının 59'ncu maddesinde, Yunan Ordusunun Anadolu'da yaptığı katliamlar açık bir şekilde yazılmış ve katliam bizzat Yunanistan tarafından tescil edilmiştir. Bakan Kammenos'un Türk Milletine iftira atmaya hakkı yoktur, haddine de değildir. Ermeni soykırımı iddiaları ile ilgili olarak bugüne kadar uluslararası geçerliliği olan bir belge sunulamamıştır. Buna karşılık 1914-1923 yılları arasında Ermeniler tarafından katledilen 518 bin 105 Türk'ün soykırımı tek tek belgelenmiştir. Ermenistan Meclisi Başkan Yardımcısı Edward Sharmazanov tarafından, Yunan Savunma Bakanı Kammenos'a, verilen  Ermenistan Ulusal Meclisi Liyakat Madalyası , Ermeni-Yunan işbirliğinin somut bir göstergesidir. Yunan Savunma Bakanı Türk Milletine ve Türkiye'ye açık bir şekilde saldırırken, Başkomutan olduğunu iddia eden Erdoğan'ın, Başbakan Yıldırım'ın ve Türk Dışişleri Bakanlığı'nın sessiz kalması da hayret ve üzüntü vericidir."

Başkanlıkta başkanlık...Başkanlıkta başkanlık!... Görkemli fetih şöleni, öylemi?... Gerçek olan; Aynı anda sahneye konulan görkemli Sevr tiyatrosu!.. Korku imparatorluğunun gerçek yüzü!.."

31 Mayıs 2016






"Rusya’ya sığınan Amerikalı ajan Snowden, IŞİD’in arkasında Müslümanları birbirine kırdırmak hedefiyle ABD, İngiltere ve İsrail istihbaratı olduğunu söylemiş, IŞİD lideri Bağdadi’yi de MOSSAD’ın eğittiğini bildirmişti. IŞİD, Irak’ta ilk iş olarak Musul, Telafer ve Tuzhurmatı’yı işgal ederek Türkmenleri bölgeden tasfiye etti. IŞİD, Barzani’ye Kerkük’ü işgal etmesi için İsrail’e de Gazze’yi bombalayıp iki bin kişiyi öldürmesi için fırsat tanıdı. IŞİD, son olarak da PYD’ye de Türkmenlerden boşalttığı alanlara yerleşmesi için zemin oluşturdu! David Cameron, geçen yıl IŞİD örgütünün amacına ulaşması halinde dünyanın “Akdeniz’in sınırlarına kadar gelmiş bir terörist devletle” karşı karşıya kalabileceği uyarısında bulunmuştu. Cameron, bu sözlerle, IŞİD’e verdikleri görevin, ilk hedefini itiraf etmiş oluyordu: Büyük Kürdistan kurmak için coğrafyayı hazırlamak!"

21 Temmuz 2015







“Irak'ı, Suriye'yi karıştıran ABD, şimdi Türkiye'yi karıştıracaktır. Yöneticilerimiz artık uyanın uyanın…”

29 Mayıs 2016






"Yani hakikaten gazan mübarek olsun, fetih müsamerene limon sıkmak istemem ama… Fatih kim, sen kim be birader!"

29 Mayıs 2016







EK:


ALMANYA DERS KİTAPLARINDA TÜRKLER VE TÜRKİYE

İlköğretim Yardımcı Yayını Coğrafya Atlasında;
-Kuzeydoğu Anadolu Bölgesi “Armanisches Hochland” (Ermeni Dağlık Alanı) olarak gösterilmiş,
-Güneydoğu Anadolu Bölgesi’nin bir kısmı “kürdistan” olarak gösterilmiş,
-Haritanın Kıbrıs’ı gösteren kısmında “Türkiye tarafından işgal edilmiştir.”
yazmaktadır.

İlköğretim Coğrafya Kitabında;
Bir halk milliyeti için savaşıyor (Kürtler). 5000 yıldır yaşadıkları bölgede
Osmanlı ve Perslerin değirmen taşları arasında kalmışlardır. Onların bölgesi Birinci Dünya Savaşı’nda birçok ülkeye paylaştırıldı. O ülkelerden hiçbiri Kürtlere bağımsızlık ya da dil özgürlüğü vermedi. Bölgede petrol olması durumu gerginleştiriyor. Kürtlerin bağımsızlığı hedefleyen tüm girişimleri Türkiye ve Irak tarafından çoğunlukla kanlı bir şekilde bastırılmıştır.

İlköğretim Coğrafya-Çevre Bilgisi Kitabında;
(Kürtler)16-20 milyonluk bir topluluktur. Türkler bölgeye gelmeden önce de
burada yaşıyorlardı. Toplam beş bölge ülkesinde yaşayan Kürtler devlet kurma arzusundadırlar. Türkiye ve Irak’ta, askerler ve Kürtler arasında silahlı çatışma olmaktadır. Türk Askerleri aileleri bölmekte, işkence yapmaktadır.

İlköğretim Tarih-Coğrafya Kitabında;
-Türkiye’nin Doğu ve Güneydoğu Bölgesindeki bazı iller “kürdistan”,
-Karadeniz Bölgesi’ndeki Canik Dağları “Pontus Gebirge” (Pontus Dağları)
olarak gösterilmiştir.

İlköğretim Coğrafya Kitabında;
-Kuzeydoğu Anadolu Bölgesi “Armanisches Hochland” (Ermeni Dağlık Alanı),
-Güneydoğu Anadolu Bölgesi’nin bir kısmı “kürdistan” olarak gösterilmiştir.
-Kıbrıs’ı gösteren kısmında “Türkiye tarafından işgal edilmiştir.” yazmaktadır.

İlköğretim Coğrafya – Atlas Yardımcı Yayınında;
Haritada Türkiye-İran sınırı kürdistan olarak gösterilmiştir.

İlköğretim Tarih – Coğrafya Kitabında;
Ermenilerin Rus ordusunu desteklemesinden korkan Osmanlı İmparatorluğu onları göç ettirmeye başladı. Gerçekten de ulusal bağımsızlığı için mücadele eden Ermeniler vardı.
Göç oldukça kanlıydı; yüz binlerce Ermeni göç yolunda açlık ve yorgunluktan, kervanları soyan göçebelerin baskınlarından hayatlarını kaybettiler. Bu halkın ölüme terk edilmesi Talat Paşa Hükümetinin saf Türk ya da saf Müslüman Anadolu oluşturma hedefinin bir işaretiydi.

İlköğretim Tarih – Coğrafya Kitabında;
Ermenilerle ilgili: Türkler tarafından 1914-1918 yılları arasında soykırım yapılmıştır. Sevr’de garanti edilen bağımsız Ermenistan oluşturulamamıştır. Ermenilerin topraklarının büyük kısmı Türkiye’de kalmıştır.

İlköğretim Tarih Kitabında;
Kürtlerle İlgili: Türkiye’de resmi olarak Kürt yoktur, bunun yerine “Dağlı Türkler” vardır. Kürdistan Kürtlerin yaşadığı bölgedir. Burası Türkiye, İran, Irak tarafından paylaşılmıştır.

İlköğretim Hayat Bilgisi Kitabında;
Türkiye ile İlgili: Konuşulan resmi dil Türkçe ve Kürtçe’dir. Yönetim şekli 1982’den bu yana cumhuriyettir.

İlköğretim Tarih – Coğrafya Kitabında;
Kürtler, Türkiye ve Irak yönetimiyle çatışma içinde ve birçok insanlarını kaybetmiş durumdadırlar. Su sorunu çözülmeden bölgedeki Kürt probleminin de çözülmeyeceği ortadadır. Irak rejiminden kaçan Kürtlerden 6700 kişi Türk sınırında, kirli su ve buna bağlı hastalıklardan dolayı öldü.
Haritada: Halen Kürtlerin yaşadıkları bölgeler,
Planlanmış kürdistan (Sevr’e göre),
Bağımsız kürdistan cumhuriyeti (1946-1947) olarak gösterilmiştir.

İlköğretim Sosyal Bilgiler Kitabında;
Türkiye Cumhuriyeti milliyetçilik temelinde kurulmuştur. Ülkede yaşayan herkes kendini Türk hissetmeli ve Türkçe konuşmak zorundadır.

Fakat özellikle Doğu Anadolu’da çeşitli halk grupları geleneksel yapılarını koruyarak yaşamaktadır ve Türk Devleti’ni yabancı görmektedirler.

Birinci Dünya Savaşı galipleri Kürtlere kendi devletlerini kurma sözü vermişti.80’li yıllarda Kürdistan İşçi Partisi’nin bağımsızlık savaşı şiddetlendi. İki cephe arasında kalan Doğu Anadolu halkı bunun acısını çekti. *** savaşçıları kadınları, çocukları öldürdü. Türk Ordusu iki binin üzerinde köyü tahrip etti. Türk Ordusu işkencecidir.

İlköğretim Coğrafya Kitabında;
Türkiye, bölgede yürüttüğü proje kapsamında (GAP) 21 baraj, 17 santralle her iki nehrin suyunu kendi ülkesine kullanacak. Birçok insan bu proje kapsamında yurtlarını terk edecek, iklim değişimi hastalıklara yol açacaktır. Kürtler Türk Hükümetinin baskısı altındadır, uzun zamandır bağımsızlık istekleri vardır.

İmla Klavuzunda;
Eşanlamı Karşılığı
türken = Vortäuschhen Sahtecilik yapmak, aldatmak.

Sözlükte;
Eşanlamı Karşılığı
Türk = Manöver,Propaganda Manevra, abartma.
Werbung
türken = Vortäuschhen Sahtecilik yapma, aldatma.
Türken Bauen = Vortäuschhen Sahtecilik yapmak.

İlköğretim Coğrafya Kitabında;
İtalyanlar, Türkler ve Yunanlılar olmasaydı bizim ülkemiz ne yapardı? Kim bizim çöpümüzü toplar, caddelerimizi süpürür; büroları, hastaneleri, devlet dairelerini temizlerdi.

İlköğretim Sosyal Bilgiler Kitabında;
-İstiklal Marşı sırasında gülmek yasaktır.
-Sınıflar kalabalık ve öğrencilere temizlik kontrolü (tırnak, mendil) yapılmaktadır.
-Öğretmeler öğrencileri dövüyor.
-Okullarda ezberci eğitim yapılmaktadır.
-Sultan yerine gelen general tek eşli; eskiden erkekler dört kadınla evlenebiliyorlardı.

İlköğretim Tarih Kitabında;
Tarih dersi müfredatının “Savaş-Teknik-Sivil Halk” bölümünde, kapsanması mecburi olan konular içerisinde “İnsanlıktan Uzaklaşma” başlığı altında verilen “Savaşlardaki Dejenarasyon, Etnik Ayrımcılık, Toplu Katliam ve Soykırım” konusuna, sözde Küçük Asya’da (Anadolu’da) Ermeni nüfusuna yapılanlar soykırıma örnek olarak gösterilmiştir. Görsel öğrenme metodları olarak da mezarlıklar ve soykırım anıtlarının kullanılabileceği belirtilmiştir.

Genelkurmay araştırması, AB üyelerinin de içinde bulunduğu 27 ülkenin ders kitaplarında Türkler için hakaret içeren ifadeler kullanıldığını ortaya çıkarmıştı. (2000-2005) - link


// Siz yeni mi sanmıştınız?
// Yıllardır ders kitaplarında!..
// ve sadece Almanya da değil, hepsinde!...
// Saldırı her yerden
// Yurtta Barış, Dünyada Barış demek istiyorum ama...
// Savaş hiç bitmemiş!
// Türk ve Türkiye Düşmanlığı







"A world war has begun. Break the silence."












Kaldırın eli çekinmeden ve korkmadan
Meydanlar bizim unutmayın bu vatan bizim
Vazgeçermiyiz söyle bana..
Duman.

Bu Akan Kan Bizim...
SB