Translate

28 Mayıs 2016 Cumartesi

Atatürk’ün Türkiyesini İstiyorum





“Ben bu ülkede doğdum doğalı bir kontrolün içinde olduğumu biliyorum. Bir baskının içindeyim. Bu 10 senelik bir olay da değil. Bu Atatürk’ün ölümünden beri böyle. Atatürk öldükten sonra bu ülke bağımsızlığını yitirmiştir, kaybetmiştir. Mahalle baskısı da olur. Mahalle baskısından çok daha Amerika’nın bize ne kadar çok baskı uyguladığını düşünmeliyiz. Batı devletlerinin bize ne kadar baskı uyguladığını incelememiz lazım.”

“Bizim gerçek sorumuz ortada. Biz yüzyıllardır bu topraklarda yaşıyoruz. Bu topraklarda bir kültür oluşturduk. Öyle ya da böyle bir kültür oluşturduk. Bu kültürün sonunda Türkiye Cumhuriyeti’ni kurduk. Türkiye Cumhuriyeti’nin bağımsız bir cumhuriyet olduğunu düşünüyorduk, ama değilmiş onu gördük. Toplumumuzun her yerinde bağımsızlığımızı kaybettiğimizi görebiliriz. Eğitimden tutun sosyal yaşantımıza kadar her yerde bağımsızlığımızı kaybettiğimizi görüyoruz. Hepimiz günlük yaşantımızda bunların sıkıntılarını yaşıyoruz. Bunu nasıl çözeceğimizi bu saatten sonra bilemiyorum.”

“Ben Türkiye Cumhuriyeti’nin kısa bir süre içinde var olma savaşına gireceğini düşünüyorum çok vahim bir şekilde. Dünya zaten savaş içinde. Türkiye, bu savaşın sonunda ya bağımsız bir ülke olacaktır ya da televizyondan seyrettiğimiz bir Ortadoğu ülkesi.”


24 Kasım 2012




Bundan yıllar önce demiştim ki “Türkiye şelaleden yuvarlanacak”. Türkiye bana göre uçurumdan yuvarlandı, şelaleden de düştü. Buna rağmen, ben Türk insanının bir potansiyeli olduğunu düşünüyorum. Biz ne kadar kendi halkımızı çok eleştirsek de, cahil desek de bu toplumun binlerce yıllık bir birikimi var. Önsezilerinin kuvvetli olduğunu ve siyasetin çok üzerinde olduğunu düşünüyorum. Bizi kurtaracak olan da budur.

İstatistiksel olarak Türkler binlerce yıldır sürekli yok olma aşamasına gelmişler ama bu toplumun içerisindeki, bizim algılayamadığımız dinamik kendini bir şekilde gösterir. Bir Cem Karaca şarkısıyla bunu anlatmaya çalışayım : yüzbin kere tövbe eder, yine şarap içeriz biz ! Birazcık bir nefes almamız gerekiyor belki ama mutlaka kendi yolumuzu bulacağız.

Yurtseverleri, aydın insanları, 1960’lı yıllardan itibaren bilinçli olarak böldüklerini düşünüyorum ben. Bir şarkıcıdan bunları duymak biraz iddialı olabilir ama ! Ben bunu daha önce de söyledim “Atatürk’ün öldüğü gün Türkiye bağımsızlığını yitirmiştir.” Ondan sonra da Türkiye’deki sol ve sağ birbiri ile konuşamaz hale geldi. Önce Deniz’lerin idamı, sonra 80’li yıllarda darbe ve uygulamaları ile o aydınlık gençlik ve kadrolar yok edildi.

78 Maraş olaylarını yaşadım, darbede 8 yaşındaydım. Maraş Olayları hatırlanmayacak bir şey değildi zaten ! Sokakta oyun oynuyorduk. Silahların patladığı anı hatırlıyorum ben. Hiç korkmamıştık, bu önemli bir şeydir. Korkuyu bilmiyorduk çünkü ! Onun silah olduğunu düşünmüyorduk, helikopter filan geçiyor sanıyorduk. Bu çok önemlidir benim hayatımda, şu an saniye saniye hatırlıyorum bak. Anneler babalar çocuklarını korkuyla aldılar, onların gözlerindeki korkudan biz anladık durumu.

Anneyi sevmek gibi seviyorum ben Anadolu’yu. Koşulsuz. Başka nedenlerim de var tabi. Ben Atatürk’ün dediği gibi Türklerin en aşağı 7000 yıldır Anadolu’da olduğunu düşünüyorum. Ben Türk insanının, Türklerin, dünyayı aydınlatan  güneş olduğunu biliyorum. Dünyayı aydınlatan güneş, dünyaya medeniyeti getiren ülkedir, Türkler ve Türkiye. Türkler, yalnızca bir ırka indirilemeyecek bir medeniyet ve kültürün adıdır. Bu anlaşılırsa Türkiye’deki bazı etik tartışmalar da ortadan kalkar. Atatürk bunların peşindeydi. Batı’nın bu topraklardan Türkleri atmak için hangi oyunları tezgahladığını o kadar iyi biliyordu ki Atatürk.

Atatürk’ün Türkiyesini istiyorum. Ben CHP içindekilerin bile tartışmaya açtığı 1930’lu yılların aydınlık Türkiye’sini istiyorum.

Dünyada devletler var, bunlar birbiriyle savaşıyor filan ya… Ama birbiriyle pek iyi anlaşan bir yapı da var. Bunlar kim ? Sermaye.


KIRAÇ
22 Mayıs 2016, İlkkurşun







"ABD İŞİD inRakka’yı terk etmesi emrini verdi. İŞİD Rakka’yı terk ediyor fakat MUSUL’a yerleşiyor...
Musul bir Türkmen Şehri…."















“Uluslar, egemenliklerini geçici bile olsa, bırakacağı meclislere dahi gereğinden fazla inanmamalı ve güvenmemelidir. Çünkü meclisler bile despotluk yapabilir ve bu despotluk bireysel despotluktan daha tehlikelidir. Meclislerin öyle kararları olabilir ki, bu kararlar ulusun yaşamına, giderilmesi olanaklı olmayan zararlar verebilir.” 
Mustafa Kemal Atatürk, Eskişehir-İzmit konuşmaları