Translate

25 Kasım 2015 Çarşamba

Tehlikeli Sular....









Kanser bir anda vücudu sarmaz. Yavaş yavaş ve sinsi sinsi ilerler. Pek çok insan iş işten geçtikten sonra anlar kanseri. Hatta bazı türler son aşamaya kadar kendini hissettirmez. Hayat bir anda elden kayıverir, gider…


Kanserli boğuşan vücut bir de şeker ve tansiyon hastasıysa ne doğru dürüst bir tedavi olur, ne de kurtuluş.


PKK doğudaki pek çok ilçenin kan damarlarında dolaşıyor, 7 Hazirandan bu yana hala o ilçelerde huzur ve sükûn yok. Aylardır sokak çarpışmaları devam ediyor. Ama batıda herkes bunu adeta macera filmi gibi seyreder halde. Olay tepelere bayrak dikip, indirme seviyesinde cereyan etmeye başladı. Adeta Kurtuluş Savaşı sırasındaki Mangal dağı muharebelerine benziyor. Tepeyi bir Yunanlılar alıyor, bir Türkler… 


PKK kanseri yavaş yavaş yayılırken, bir bakıyorsun mülteci kriziyle Türkiye’nin neredeyse etnik ve demografik yapısı değişiyor… Mülteci krizini de “şeker hastalığı” olarak sayalım.


IŞID’la bir anda düşman oluverdik, adamlar Ankara’nın göbeğinde inisiyatif kullanıyor. Ama yandaş medya sanki Norveç’ten yayın yapıyor: “Suriye konusunda tüm dünya bizim istikametimize geldi” diyor. IŞID’ı da “Hiper tansiyon” olarak aldık mı, tamamdır.


Yıllardır farklı farklı kapmalar bölünmüş insanımızı da siz ister “gut” hastalığı, ister “troid” rahatsızlığı olarak görün.
Eğer işinin ehli bir hekim duruma müdahale etmiyorsa durum vahim demektir.


Hastaya ne yapmak lazımdır? Valla, onu bunu bilmem ama böyle bir durumdaki ülkeyi anında “yoğun bakıma” yatırırlar; hastane imamına da 3 metre Amerikan bezi ile 2 paket pamuk ayarla derler.


Bir de… Atamız demiş:”Muhtaç olduğun kudret…..”


Sedat Onar. 23 Kasım 2015






Araştırın, okuyun. Atatürk 1936’da Kuşadası’ndaki Kanapiçe Koyu olayında bir askerimiz için İngiltere ile savaşmayı göze almış, resti çekmişti.


Bayırbucak Türkmen kardeşlerimiz için de seyirci kalacak halimiz yok. Türk’ün arabasında geri vites yoktur. 


Ama… Daha yeni değil mi?


Irak’ta Kerkük veMusul gibi hem özde hem de Misak-ı Milli içinde yer alan Türk kentleri Barzani tarafından işgal edilirken, Türklere ait tüm tapu ve nüfus kayıtları dahi yakılarak imha edilirken, tüm Türk erkekleri toplanıp aç-susuz esir kamplarında perişan edilirken aklınız neredeydi? Bu millete bu zulmü seyrettirdiniz…


Daha bir ay önce Suriye’de Telbayat’ta yine Bayırbucak Türkmenleri PKK-PYD ortaklığıyla üç tarafı kuşatılmış, katledilirken, dozerlerle evleri yıkılırken, topluca ata topraklarından sürgün edilirken kırmızı çizginiz yok muydu?


Sizlerin derdi Bayırbucak Türkmenleri değil… ABD’nin dayatması ile Rusya’nın Suriye’deki varlığının Türkiye aracılığıyla sona erdirilmesi. Bakın bugün ABD Genelkurmay 2nci Başkanı Türkiye’ye geldi. Altından binbir musibet çıkacak.


Hala Bayırbucak Türkmenleri için Suriye’ye gireceğimizi sanan saksılara sözümü ne zaman söyleyeceğim? Barzani Petrolünün Akdeniz’e ulaştırılması için Türkiye vasıtasıyla güvenlikli koridor açıldığında söyleyeceğim…


Sedat Onar. - 23 Kasım 2015





Uzun lafın kısası... İstanbul'daki Boğaz Köprüsü'nün bombardıman sonucunda yıkıldığını veya bunu bırakın orta çaplı bir şehrimizdeki ana arterlerden birinin bombardıman sonucu trafiğe kapandığını farz ve kabul edin... Türkiye'nin gireceği herhangi bir büyük çaplı savaşta daha ilk hafta bunlar olacak. Sadece bunlardan dolayı hayatın nasıl felç olacağını, ekmek, elektrik gibi basit ihtiyaç maddelerini bir yana bırakın suyu bile nasıl bulacağınızın bir hayalini kurun bakalım. Hazır sudan bahsetmiyorum, kirli de olsa içilecek sudan bahsediyorum. Hayalini bile kuramazsınız. Kabustur. 


Nostradamus, Baba Vanga, İncil'in Revelations bölümlerindeki 2015 yılında Ortadoğu'da savaş çıkacağına dair kıyamet kehanetleri saçmalıklarını bir kenara bırakalım. 


Ben daha ziyade Ortadoğu denilen kainatın en geçimsiz, en bela insan kitlesinin yaşadığı; Allah'ın bile bütün dinlerini ve peygamberlerini gönderdiği ama bir türlü düzelmeyen coğrafyadan bahsediyorum.


Dün ilk ışığını Rus savaş uçağının sınırımızı ihlal ederek verdiğini düşünüyorum. Bakın... Terör belasında, mülteci felaketinde Türkiye'yi yalnız başına bırakan Batı bir anda nasıl işin içine atladı. Nato acil toplantı yaptı, Batı liderleri Türkiye'ye ara gazı vermeye başladı: "Hadi aslanım, hadi kaplanım, Rusya'ya posta koy, haddini bildir, arkandayız kabilinden açıklamaları arka arkaya sıraladı.Sırat köprüsündeyiz. Türk ve Rusları bir kanara koyalım, koskoca bir insanlık her biri gencecik biri Türk, diğeri Rus iki pilotun anlık kararları ile bir anda felakete gidebilir.


Anadolu coğrafyasının tarihini incelerseniz, ilk defa bu kadar uzun süreli savaşsız bir dönem yaşadı. Nihayetinde korkak olmayalım ama salak da olmayalım. Yoksa iktidarı elde tutma uğruna verilecek yanlış bir kararda bizi ne Esat'a Esed dememiz, ne de Rabia işareti bizi kurtarabilir. Allah sonumuzu hayr eylesin....


Sedat Onar.- 6 Ekim.2015




*




Zahide Uçar Yazdı:
Suriye Türkmenleri Meselesi: Sap-Saman Birbirine Karıştı
24 Kasım 2015


Ortalıkta kıyamet kopuyor. Bayır Bucak Türkmenleri katlediliyor diye ülkücüler yürüyüş yapıyor. Ülkücü kökenli yazarlar “Suriye Türkmenleri katlediliyor” diye yazıyor. Burada bir tuhaflık var. Şöyle ki;


Türkmen katliamı diye ayağa kalkanlar, Suriye’de savaş öncesi 3.500.000 Türkmen yaşadığını, Erdoğan’ın Türkmenleri hedef haline getirip Esad’a “bizim orada soydaşlarımız var” dedikten sonra Humus’ta 4-5 köyde katliam yapıldığını, Bephumur’da 50 bine yakın Türkmen öldürüldüğünü, narenciye alanlarının yakıldığını biliyorlar mı acaba? Bugün yürüyenler, yazanlar o gün neredeydi? Sınırımızdan Ermeniler, Kürtler, Araplar içeri alındı. Türkmenler alınmadı. Kış günü sınırda bekletilen ve içeri alınmayan 50 Türkmen çocuğu donarak öldü. Bu yürüyenler o gün neredeydi? Gözleri kör, kulakları sağır, vicdanları devre dışı mıydı?


Anlaşılan o ki AKP seçim başarısı(!)na yapılan katkılarının bedelini ABD’ye ödeme sözü verdi. Esad’ı düşürmek için Suriye ile savaşmaya ikna edilemeyen Türk Halkı, Türkmenler üzerinden Suriye’ye girmek için ikna edilmeye çalışılıyor olabilir mi?. OLABİLİR!!.


AKP 13 yıldır Ortadoğu’da İsrail ve ABD çıkarlarını korumak için politikalar geliştirmiştir. İzledikleri politikalar Türkiye ve Türk dünyasının aleyhine olmuştur.



Biz Irak’a olduğu gibi Suriye’ye de dış müdahalenin yapılmasına karşı çıktık. Bu karşı çıkışın anlamı Saddam çok iyi, Esad çok iyi demek değildir. Her ülke problemlerini kendisi çözmelidir. En kötü yönetim bile işgalden çok daha iyidir. Irak işgalinden sonra bu durum çok açık bir şekilde görüldü. Suriye parçalanırsa Suriye halkı da Esad’ı mumla arar. Çünkü Suriye Afganistanlaştırılırken Türkiye Pakistanlaştırılıyor. Biz tablonun bütünü üzerinden görüş belirttik. Esad’ın ülkesine karşı yapılan saldırıya karşı ülkesini savunma savaşına destek verdik. Haklı olan Esad idi. Haklının yanında yer aldık. Suriye Türkmenlerine gelince,....






*




ve Amerika artık savaşsız var olamaz....video Almanca


"Bindikleri dalı değil, Çınar'ı kökünden kestiklerinin farkındalar mı?..." 




*





Vatanımı bölme arzuları taşıyanları memnun etmek için, sahte savaş senaryolarıyla savaşa girmeyi intihar olarak görüyor ve İşgale uğramadıkça Savaşa HAYIR diyorum. - SB













“Bir gün, Cihan Harbi'nden sonra Ortadoğu’da kurulan suni devletlerin halkları ayaklanacaktır. O gün geldiğinde, yeni kurduğumuz cumhuriyetimizin yöneticileri, bu halkların değil emperyalist güçlerin yanında yer alırsa aynı akıbete kendileri uğrayacaktır ve Kurtuluş Savaşı’nda yedi düvele haddini bildiren Türk halkı onların da hakkından gelecektir…” 











Mustafa Yıldırım















"Ülkelerin dostu yoktur, çıkarları vardır"
Justin Mccarthy