Translate

26 Ağustos 2015 Çarşamba

SUBAY, TOPLUMUN YARARINI DÜŞÜNEN EN BÜYÜK VARLIK OLMALIDIR.








MUSTAFA KEMAL
ZABİT VE KUMANDAN İLE HASBİHAL




...Subay komuta ettiği insanların kendi bilgi ve yetkinliğinden yararlanması için, emrindekilerin dayanıklılık ve yiğitliklerinin bileşkesinden fazla dayanıklılık ve yiğitliğe sahip olmalıdır. Ve ancak bu suretle Piyade Talimnamesi'nin sözü geçen 266.maddesi* gereğince emrindeki erlere örnek olabilir...


...Subaylık demek kendini ve canını feda etmeyi kesinlikle göze almış olmak demektir...Subaylık zafer kazanmışcasına ve fedakarca savaşabilmektir. Bizim görevimizde ölüm vardır...


...Şu halde saygı duyulan subaylık unvanıyla bilinen insanların tamamı, görevlerinin ve yükümlü tutuldukları işlerin önemine ve büyüklüğüne uygun bir kişiliğe sahip olmalıdır. Bu önemli görevin en ayırt edici, başta gelen koşulu fedakar ve cesur olmak, kendini ve hayatı hiçe saymaktır. Bir subay, sanatı adına, hayatına ve varlığına hiç önem vermeyecektir. Gerek kendinin ve gerek yanındakilerin hayat ve hatta rahatını en iyi biçimde korumaya çalışacak, ancak sanatının ve işinin gerektirdiği anlarda bunları gözden çıkarmaya ve feda etmeye hazır bekleyecektir. Ve bu gibi anlarda bunları hiç düşünmeyecektir. Hayat ve rahatın hiç düşünülmemesi gerektiğinde, körü körüne atılacaktır. Namusun gereği budur. Görev bunu istiyor. Din ve millet bunu emrediyor. Vatan ve millete olan borcumuzu ancak böyle ödeyebiliriz...


...Ve yine, Subay o derece metin ve mert ve cesur olmalıdır...





*Piyade Talimnamesi - İkinci Muharebe Bölümü - Madde 266:
Subay, emrindeki erler için örnektir. İleri atılarak göstereceği örnek davranışla askeri de kendisiyle birlikte ileriye sürer. Subay, kıtasını sıkı bir disiplin altında tutarak büyük güçlüklerden ve çok fazla kayıptan sonra bile başarıya ulaştırır. Subay, askerlerinin neşe, keder ve bütün yoksunluklarına katılan sadık bir yol gösterici olmalıdır. Askerin tam güveni böyle kazanılır. Bu kutsal savaş görevleri için subay, daha barış zamanında nefsini eğitme yoluyla kendini yetiştirerek güçlendirmeli ve hazırlamalıdır.






Savaşta bulunan veya bulunmayan herkesin övgüsünü kazanan büyük asker ve 
Türkiye Cumhuriyetinin kurucusu Mustafa Kemal hakkında 
Çanakkale savaşıyla ilgili olarak herkesin ittifakla
söylediği bir cümle vardır: 
“25 Nisan 1915’te (kara savaşlarının başladığı çıkartma günü) 
her iki taraftan hata yapan birçok kişi vardı. 
Tek hata yapmayan ise Mustafa Kemal’di”. 










"Buradaki vatan evladı daha 32 yaşında. Vatanına, sevdiklerine doyamadı. Bunun katili kim? Bunun sebebi kim? 
Düne kadar çözüm diyenler ne oldu da sonradan savaş diyor. Saraylarda 30 tane korumayla gezip, zırhlı arabalara binip 
'Şehit olmak istiyorum' diye bir şey yok. Git o zaman oraya git" 

Yarbay Mehmet Alkan








Yarbay Alkan’la ilgili disiplin soruşturması açılabileceğinin sinyalini İçişleri Bakanı Sebahattin Öztürk: 
“Kendisine şehit gözüyle bakmak lazım. O gözle bakınca da anlıyorum. 
Ancak üniformalı birisinin siyasetle ilgili bu tür açıklamalar yapması da doğru değil” . 
Jandarma Genel Komutanlığı Yarbay Mehmet Alkan hakkında disiplin soruşturması açtı!!!





Yarbay için soruşturma açılmasına neden olan sözlerinin yanından cenaze töreninde Erdoğan da protesto edilmişti. Cenaze töreninde Erdoğan’ı protesto eden gözaltına alınmıştı. Gözaltına alınan 3 kişiden 2′si tutuklanarak cezaevine gönderildi....












HER İFTİRAYI ATTILAR

Nitekim iftiralar anında başladı. Yarbayın “PKK-HDP ağzıyla konuştuğunu”, “PKK sözcülüğü yaptığını”, “Fethullah Terör Örgütü mensubu olduğunu” da öne sürdüler. Bu yalan, dolan, iftiralar bitmez. Daha buna yenileri eklenir. Bakarsınız komutanı sol örgütün mensubu gibi de gösterirler. Alevi olduğunu dile getirip saygısızca ifadeler kullanırlar.

Yaptığı açıklamalardan dolayı Jandarma Genel Komutanlığı, Yarbay Mehmet Alkan hakkında disiplin soruşturması başlattı. Tabii bunun sonucunda nasıl karar verilir bilemiyorum ama AKP’lilerin bu gelişmeyi yakından takip edeceğinden hiç kuşkunuz olmasın. Çünkü, AKP’nin aleyhine kim yazıyor, kim konuşuyorsa onların cezalandırılması için ellerinden geleni yapıyor, devlet imkanlarını da sonuna kadar kullanıyorlar.


CENAZE NAMAZI KILDIRILMADAN

Bakın şu hale, şehidimizin cenaze namazı bile kılınamadı. Son dönemde 6 şehit veren Osmaniye’de cenaze namazlarının kılınmasında düzen-intizam diye bir şey olmadığı görüldü. İl müftüsünün arkasında AKP milletvekilleri, il başkanı şehit ailesinin önündeki sıraya geçirilmeye çalışılıyor. Oysa şehit ailesinin arkasındaki sırada MHP milletvekilleri Mevlüt Karakaya, Seyfettin Yılmaz, Ruhi Ersoy ile Fahrettin Oğuz Tor bulunuyordu. Nedir yani AKP’li milletvekillerinin özelliği?

Nedense son dönemde cenaze namazı kıldıranlar, terör örgütü PKK’nın adını bile anmıyor, onları besleyen, eylemlere teşvik edenler için bir çift söz söyleyemiyor. Osmaniye’de, müftünün tutumu, yaşanan karışıklık, müftü ve AKP milletvekillerine olan tepkiler nedeniyle şehit yüzbaşının cenaze namazı bile kıldırılamadı. Bu durum, halkı daha da öfkelendirdi. Müftü, cenaze namazının mezarlıkta kıldırılacağını söyledi. MHP Kadirli İlçe Başkanı Çağlar Bağcılar’a sordum, “Mezarlıkta cenaze namazının kıldırılacağı söylenmesine rağmen orada da namaz kıldırmadılar. Bunu herkes bilsin” dedi.

Sonuçta, şehidimizin cenaze namazını kıldıramayan, terör örgütüne, onları koruyup, kollayan, besleyenlere tepki gösterilemeyen bir ülke haline getirildik. Eserinizle övünün!


ALLAH’A HAVALE ETTİ

Yarbay Mehmet Alkan’a disiplin soruşturması açanlar, ona ceza vermek isteyenler kendilerini Yarbay Mehmet Alkan’ın yerine koysunlar. Şehit edilen kardeşine cenaze namazı bile kıldırılamıyor. 

Komutan bir anda PKK’lı, Fethullahçı, Ergenekoncu yapılıyor. 

Telefonda Yarbay Alkan’a yazılanları, söylenenleri hatırlattım, cevabı “Hepsini Allah’a havale ediyorum. Başka ne diyeyim?” oldu. Disiplin soruşturması için de “Neye karar verirler bilemiyorum” dedi.

İşte biz telefonda konuşurken, “son dakika” haberi olarak Şemdinli’de iki askerimizin şehit edildiği belirtiliyordu. Şehit ağabey bu acı haberi bizden önce almıştı. Hatırlattığımda şunları söyledi:

“Kardeşimin şehit olmasından sonra onun son şehit olması, başkalarının da ocağında bu acıların yaşanmaması için dua ettim. Bunu yürekten diledim. Şemdinli’den iki şehit haberini aldığımda o ailelerinin nasıl acılar içinde olduğunu yaşayan birisi olarak biliyorum.”


Saygı Öztürk /kendi sayfası








Atilla Kıyat (Emekli Koramiral): 
Kardeşini kaybeden bir subay ve bu subayın bu çıkışı sadece kardeş acısından kaynaklanan bir durum değil, bugün ülkenin getirildiği duruma karşı da bir isyan. Malesef yıllardır ‘analar ağlamasın’ diyenler, bugün ‘ne mutlu şehit annelerine’ demeye başladılar. Yarbayımız da bu duruma isyan ediyor. TSK’nin yarbayımıza sahip çıkması lazım. Çünkü yarbayımız daha çok yeni olan acısı dikkate alınmadan malesef bir taraftan, belirli bir kesim tarafından linç edilmeye kalkışıldı. Yarbayımızın isyanı vatan için ölünmez isyanı değil. Vatan için ölünür. Ama vatanı bu hale getirenler biz vatan için öldüğümüz zaman onlar da bence siyaseten ölmelidirler.


Ahmet Keser (Türkiye Emekli Astsubaylar Derneği Genel Başkanı): 
Acılı bir abinin sesi, TSK’nin kapalı kapılar ardında konuştuğunu cesaretle söyledi. Komutanlar da cesaretli olmalı. TSK pısırık tavır sergilememeli. Şehit Yüzbaşı Ali ve abisine herkes sahip çıkmalı, TEMAD olarak söylemlerin arkasındayız.Yarbay Alkan’ın üniformayla cenazeye gelip bu konuşmayı yapması bir birikimin sonucu. Bunlar sadece kendi duyguları değil, tüm silah arkadaşlarının duyguları. Şu güne kadar çözüm diyenler neden şimdi sonuna kadar savaş diyorlar? Siyasilerin oraya gelip gövde gösterisi yapmasından herkes rahatsız. Onlarla aynı safta durmak istemiyorlar.
basın