Translate

4 Ağustos 2015 Salı

MİLLİ MÜCADELE YILLARINDA AYRILlKÇI KÜRT GİRİŞİMLERİNE KARŞI DOĞU VİLAYETLERİNDEN MECLİS MEBUSAN'A VE TBMM'NE GÖNDERİLEN PROTESTO TELGRAFLARI





XIX Yüzyıl boyunca "Şark Meselesi" adı altında Osmanlı Devleti'ni parçalamaya çalışan Avrupa'nın büyük devletleri, bu amaca ulaşmak için Osmanlı Devleti bünyesindeki Rum, Bulgar, Sırp, Ermeni ve diğer küçük Hristiyan grupları ile Arap ve Kürt unsurlarını kullanmışlardır. Avrupa Devletlerinin bu politikaları sonucunda XIX Yüzyılda ve XX. Yüzyılın başında Doğu Trakya hariç Osmanlı Devleti'nin Balkan toprakları tamamen elden çıkmış, Asya kesiminde Arapların bağımlılığı kağıt üzerinde kalmış, Ermeni meselesi Avrupa kamuoyunun önemli bir konusu haline gelmiş ve ayrılıkçı Kürtçüler yaratılması başarılmıştı.

Yalnız Kürtler bu ayrılıkçıların peşine gitmediğinden İtilaf Devletleri, gerek I. Dünya Savaşı ve gerekse milli mücadele yıllarında Türkiye topraklarının da önemli bir kısmını içine alan bir bölgede bir Kürt devleti kurmayı başaramamışlardır. Zira yüzyıllardır Türklerle birlikte hareket eden Kürtler, üzerlerindeki yoğun ayrılıkçı propagandaya rağmen Mustafa Kemal Paşa liderliğindeki milli hareket içersinde yer almışlar, İtilaf Devletleriyle birlikte hareket eden sözde Kürt aydınlarına sert tepki göstermişlerdir. 

Doğu ve Güneydoğu halkının ortaya koyduğu tepkilerden biri de, ayrılıkçı Kürtçü girişimlere karşı, gerek son Osmanlı Mebusan Meclisi'ne, gerekse Türkiye Büyük Millet Meclisi'ne gönderdikleri protesto telgraflarıdır.





THE PROTEST TELEGRAPHS SENDING TO OTTOMAN
DEPVTS ASSEMBLY AND TURKISH GREAT NATIONAL
ASSEMBLY FROM EASTERN PROVINCES AGAINST TO
SEPERATIST KURD ATTEMPTS


Great states of Europe trying to break into pieces the Ottoman State under the name of "East Problem" during XIX th century, abused Greeks, Bulgarians, Serbs, Armenians and other small Cristian people and Arabs and Kurds in Ottoman Empire to obtain this aim. At the end of this politics, Ottoman Empire losed the Balcans except for East thrace in XIX th century and at the begining of XX th century. 


In the other side, the dependence of Arabs to Ottoman Empire remained on paper, Armenian problem came to order in European public opinion and appeared seperatist Kurds. But, European states failed to establish the Kurd state on Ottoman lands because the Kurds didn't adopt this seperatist opinions. The Kurds behaving with the Turks joined nationalist struggle under the leadership of Mustafa Kemal in spite of the seperatist propaganda, The Kurds reacted against the so-called Kurd entellectuals acting with Entente Powers.  One of these reactions were protest telegraphs sending to Ottoman Deputs Assembly and Turkish Great National Assembly against of to seperatist Kurdish attempts.



Yrd. Doç. Dr. Mehmet OKUR







19. Yüzyıl boyunca "Şark Meselesi" adı altında Osmanlı Devleti'ni parçalamaya çalışan Avrupa'nın büyük devletleri, bu konuda Osmanlı Devleti bünyesindeki Rum, Bulgar, Sırp, Ermeni ve diğer küçük Hristiyan gruplan ile Arap ve Kürtleri de etkin bir şekilde kullanmışlardır. Avrupa Devletlerinin bu politikaları sonucunda XIX Yüzyılda ve XX. Yüzyılın başında Doğu Trakya hariç Osmanlı Devleti'nin Balkanlardaki topraklan tamamen elden çıkmış, Asya kesiminde Arapların bağımlılığı kağıt üzerinde kalmış, Ermeni meselesi Avrupa kamuoyunun önemli bir konusu haline gelmiş ve ayrılıkçı Kürtçü topluluklar yaratılması başarılmıştı. (1) Yalnız Kürt unsurunu kullanmak diğerleri kadar kolay olmamıştı. 


Hatta milli mücadele yıllarında Türkiye topraklarının da önemli bir kısmını içine alan bir bölgede kendi kontrollerinde bir Kürt devleti kurulması için yoğun çaba harcayan İngilizler, bu çabalarının olumsuz bir şekilde geri tepeceğinden sürekli endişe duymuşlardır. (2)


Mondros Mütarekesi'nin imzalanmasından sonra harekete geçen İngilizler, Güneydoğu vilayetlerini işgal etmeye ve Kürtçülük propagandasına hız vermeye başladılar.. İngilizlerin bu dönemdeki Kürtçülük propagandasındaki amaçları, kendi kontrollerinde bir Kürt devleti kurmak suretiyle, Musul ve Kerkük petrol bölgelerini hakimiyetleri altına almak (3) , Bolşevizmin güneye doğru yayılmasına engel olmak, Hindistan yolunun güvenliğini sağlamak ve işgallere karşı uyanan Türk milli hareketini bastırmaktı. (4)


Bu amaçlarını bir an önce gerçekleştirmek isteyen İngiltere, merkezleri İstanbul'da olmak üzere çok sayıda ayrılıkçı Kürtçü cemiyet kurdurdu (5) ve bölgeye çok sayıda askeri ve siyasi temsilci gönderdi ki, bu temsilcilerden en önemlisi Binbaşı Edward Noel idi.(6)


Bu sıralarda Türkiye'de incelemelerde bulunan Amiral Bristol'un Amerika Birleşik Devletleri Dışişleri Bakanlığı'na çektiği 30 Eylül 1919 tarihli telgrafına göre; İngilizlerin Noel gibi ajanları vasıtasıyla Kürtleri yanlarına almayı ve Anadolu'da oluşmakta olan milliyetçi akımını boğmayı hedefliyorlardı (7). 


Bölge halkını İngilizlerin yanına çekmek için büyük çaba sarfeden Noel'e göre; Mustafa Kemal Paşa'nın yarattığı durum tehlike arzederse, O'na karşı bölgedeki Kürt unsuru kullanılabilirdi. Hatta bu amaçla, bir an önce İstanbul Hükümeti'ne ayrılıkçı Kürt ileri gelenlerinden vali ve mutasarrıf tayin edilmeliydi.(8) 


Nitekim bu amaçla İstanbul Hükümeti tarafından, Elazığ Valisi Ali Galip, Sivas Valiliği'ne atanmış ve ayrılıkçı Kürt kuvvetlerinin yardımıyla Sivas Kongresi'nin engellenmesi kendisinden istenmiştir.(9)


İngilizler, Doğu ve Güneydoğu Anadolu'ya Binbaşı Noel gibi Kürtçü faaliyetlerde bulunacak ajan ya da temsilciler göndermekten başka Şeyh Abdülkadir gibi ayrılıkçı Kürtçü aydınları da Wilson Prensiplerinden faydalanmaları yönünde kışkırtarak otonom bir Kürt devleti kurulması için çaba harcıyorlardı .(10) 


Nitekim Sevr Anlaşması'na bunu sağlayacak maddeler de koydurtmuşlardı. (11)  Ancak vicdanı para ile satın alınanlar dışında halktan hiç kimse İngilizlerin Binbaşı Noel gibi ajanlan vasıtasıyla Kürtçülük propagandası yapmasına itibar etmediği gibi (12) Kürt ayrılıkçılarının çalışmalarını da sen bir şekilde eleştirmişlerdi. 


Nitekim Silvan kazasının ileri gelenleri tarafından 29 Şubat 1920'de; Sadarete, Müttefik Devletler elçiliklerine, Paris Sulh Konferansı'na, Heyet-i Temsiliye'ye ve Meclis-i Mebusan'a çekilen telgrafta, Kürt Şerif Paşa'nın Paris'teki faaliyetlerinin (13) millette büyük bir infial uyandırdığı dile getiriliyor ve "milyonlarca lira servet toplayarak Kürt devleti kurmak gibi hasis bir emel peşinde koşan bu kişinin çalışmasının tesirini anlamak üzere bir zaman için olsun bu havaliye gelsin, takdir armağanının bir kurşundan başka bir şey olmayacağını bizzat görecektir... "deniliyordu. (14) 


Yine General Allenby tarafından İstanbul Yüksek Komiseri Amiral Robeck'e gönderilen 20 Eylül 1919 tarihli telgrafta; Kürtler üzerindeki yoğun propaganda çalışmalarına rağmen Kürtlerin büyük çoğunluğunun ayrı bir devlet kurulmasına ve iç karışıklık çıkmasına karşı olduğu belirtilmekteydi.(15)


İngiliz Yüksek Komiserliği'nden Londra'ya gönderilen başka bir telgrafta ise, İtilaf Devletleri ile herhangi bir çatışma durumunda 30.000 Kürdün Mustafa Kemal Paşa hareketine katılma ihtimali bulunduğu be1irtiliyordu,(16) Kürtlerin tavrını ortaya koyan en önemli gelişme biri de bu sıralarda Doğu ve Güneydoğu Anadolu'daki aşiret liderlerinden bazılarının Erzurum'da toplanan Kongre üyeliği'ne, bazılarını da Heyet·i Temsiliye'ye seçilmeleri idi (17).


Güneydoğu Anadolu'daki Kürtçülük propagandasına karşı bölgenin her yerinden tepkiler gelmekteydi . Bu tepkiler bazen İngiliz birliklerine karşı ayaklanmalar bazen de protesto telgrafları şeklinde cereyan etmekteydi (18).


Zira, yüzyıllardır Türklerle birlikte hareket eden Kürtler, kendi içlerindeki işbirlikçilerin peşine gitmemişler, Mustafa Kemal Paşa liderliğindeki milli hareket içersinde yer almışlardır. Bu durum bölgedeki İngiliz subaylar tarafından İstanbul'daki Yüksek Komiserliğe bildirilen raporlarda da yer almıştı. (19)


İtilaf Devletleriyle birlikte hareket eden sözde Kürt aydınlarına sert tepki gösteren Doğu ve Güneydoğu halkı, gerek son Osmanlı Mebusan Meclisi'ne gerekse Türkiye Büyük Millet Meclisi'ne gönderdikleri telgraflarla bu kişileri protesto etmişlerdir.



Erzincan'dan gönderilen ve 26 şubat 1920 günü Meclis·i Mebusan'da okunan telgrafta şöyle denilmektedir: (20) 


"Meclis·i Mebusan Riyaset·i Celilesine

Vatan haini, din düşmanı Şerif nam şahsın Bogos Nubar ile teşrif-i mesai ederek Kürtlerin mukadderat-ı atiyyesi hakkında beyan-ı mütalaa ettiğini istihbar ettik. Kürtlük ve Türklük birliktir. Yekdiğerinin öz kardeşi ve din kardeşidir, her iki millet için vatan müşterektir. Tarihi işhad ederek muhterem vekillerimize şurasını arz ederiz ki Kürtler vatanlarının istihlası uğrunda şimdiye kadar Türklerle ilk 'saf-ı harb'de kanlarını akıtmışlar ve atiyen de hükümetimizin beka ve saadeti için aynı surette hareket edeceklerdir. Camia-i Osmaniye ve islamiyeden hiçbir zaman ayrılmak fikir ve hayallerinden geçmez. Dünyanın sonuna kadar bu camia-i İslamiye ve Osmaniye dahilinde yaşamak azmindedirler. Binaenaleyh gerek mahüd Şerif ve gerek bunun amaline hizmet edecek herhangi bir herifin azm-ı maruzumuz hilafındaki müracaat ve teşebbüsatını kemal-i nefretle red ve hükümet-i mukaddesimize tevhid-i mukadderat eylediğimizi bütün alem-i insaniyete ilan eyleriz. İcab eden mahallere de müracaat edilmiştir.


Ulemadan - Şeyh Saffet 

Belediye Reisi - Ali Rıza 
Ulemadan - Şeyh Hacı Fevzi
Tüccardan - Arap Zade Ahmet
Keçel Aşireti Reisi - Yusuf 
Abbasi Aşireti Reisi - Seyyid Ali
Kelani Aşireti Reisi - Hüseyin
Tüccardan - Ruh Zade Halis 
Eşraftan - Hacı Mehmet
Eşraftan - Çapık Zade Münir
Eşraftan - Ahmet Paşa Zade Şemsi 
Tüccardan - Tavşan Zade Recep
Tüccardan - Hacı Eşbeh Zade Şükrü
Tüccardan - Müftü Zade Hakkı
Aşuranlı Aşireti Reisi - Yusuf
Balabanlı Aşireti Reisi - Paşa Bey
Beratlı Aşireti Reisi - Çiçek
Ulemadan - Müftü Osman Fevzi
Ahaliden - Hacı Zade Veli
Eşraftan - Beyzade Sami"



Aynı konuyla ilgili Diyarbakır'dan gönderilen telgrafta da, kendini Kürtlerin vekili gibi gösteren Şerif Paşa'nın teşebbüsatı şiddetle protesto edilmekte ve Hilafet-i İslamiye ve Saltanat-ı Osmaniye'den ayrılmanın asla söz konusu olamayacağı ifade edilmekteydi.(21)



Bu telgraflardan sonra kürsüye gelen Bayazıt Mebusu Şefik Bey de, Kürt ayrılıkçılarına ve Ermenilerle işbirliği edenlere yönelik şu konuşmayı yaptı:

"Efendiler, Paris'te Bogos Nubar Paşa ile Şerif Paşa ittifak ediyorlar ve aralarında bir itilafname tanzim ve teati ediyorlar. Bu itilafnamelerinde Kürtlerin Ermenilerle müşterek ve kardeş bir kavim ve cinsten olduklarından ayrılarak bir hükümet teşkiline karar veriyorlar. Bunların imzası tahtında bulunan mukavele ve taahhütnamelerini gazeteler aynen neşr ve ilan etti. İşte bu kararnameleridir ki Ekrad-ı aşairin istihbar eylemesi üzerine, bugün Erzincan Livası ona bir rüesay-ı aşairden ve aynı surette Diyarbekir Vilayet-i aşairinden iki telgrafnarne manzur-ı alileri oldu. Bu haber memul ederim ki memalikin ve Kürt ile meskun mahallerin herhangi tarafına sirayet etse - ki henüz memalik-i baidenin bir kısmına vasıl olmamış oluyor - meclis-i aliniz binlerce bu misillu telgrafı görecek ve okuyacaktır.

Şerif Paşa'nın ekrad nazarında ne kıymeti, ne de ekrad-ı aşairin bunu tanıyacak ve kendisine itimad edecek bir reyi vardır. (22) Salabet-i diniye ve şecaat-ı fırıyesiyle maruf ve mümtaz olan Kürtler, Devlet-i Osmaniye'nin teşekkülünden itibaren bütün mevcudiyetiyle saltanat-ı Osmaniye'nin bir rükn-ü rekini olarak Türk kardeşleriyle el ele vermiş ve bugüne kadar yekdiğerinden kat'iyyen ayrılmamak suretiyle yapmışlardır. Kendilerini bu rabıta-i diniye tamamıyla yekdiğerine rapt ve bent ettiği gibi karabet, sıhriyyet dahi kendilerini memzuc bir halde bırakmıştır. Her tarafın ve hususiyle vilayet-i şarkiyemizin nüfus-u umumisinden yüzde doksan beşini teşkil eden bu kütle-i muazzama-i İslamiye içinde Türk, Kürt farkı ve tebayünü ve hiç ayrı gayrısı yoktur. İslamiyet, kavmiyet ve milletin pek çok fevkindedir. 



Şerif Paşa kimden vekalet almıştır? Şerif Paşa Ermenilerin, Kürtlerin bir kavim olduğu iddiasında bulunuyor. Evet Ermeni kavmi vardır, fakat hiçbir Kürt, Ermeni olamaz. Hiçbir Ermeni de Kürt olamaz... Şerif Paşa emin olmalıdır ki kendisinin verdiği bu karanın herhangi bir Kürt lanetle, nefretle yüzüne çarpar. Şerif Paşa, sırf kendi nam ve hesabına bir mukavelenameye vaz-ı imza ediyor. Fakat bendeniz Kürtler namına söz söylüyorum, mümessil vekilleri olduğum Bayazıt Sancağı'nda meskun bulunan Celali, Adamanlı, Zilanlı, Sibkanlı, Haydaranlı, Atmanlı, Sarahlı, Cemadanlı aşairi ve bunlara mensup olan binlerce kabail ve yüzbinlerce Kürt mümessil-i sıfatıyla söylüyorum ki, Şerif Paşa'nın bu kararını kabul edecek hiçbir Kürt yoktur....



... Kürtler ki, Rus Çarlığının dünyayı tedhiş ettiği zamanlarda, Rus Hükümeti fiili olarak kendilerine bir çok mevaid, her türlü fedakarlık gösterdiği halde nefretle reddederek cihet-i camia-i İslamiyeden, saltanat ve hilafetten kat'iyyen ayrılmadılar. Harb-i ahirde yine Rusların her türlü iltifat ve iğfalatına kapılmayarak vatanlarını hat ve müdafaa ederek topraklannın üzerine kanlarını akıtarak milyonlarla mevaşi ve milyarlarla servetlerini feda ederek dahil-i memalik-i Osmaniye'ye hicrete mecbur ve bin türlü sefalet ve zarurete duçar oldular... Kürtlerin, Türk kardeşlerinden, medrese, mektep, yol fabrika ister ama bunu Devlet-i Osmaniye'den ve Meclis-i alinizden ister. Bu taleplerin zamanını da bilir... "(23)


Şefik Bey'den sonra kürsüye gelen Erzurum milletvekili Celalettin Arif Bey'de;

"Nice senelerden hatta diyeceğim ki asırlardan beri serhatlerimizde vatanın ikinci bekçiliğini, Rus çarlığına karşı sinesini bir siper ittihaz eyleyen ve birbirlerine karşı habl-i metin-i İslam ile merbut olan Türk ile Kürd'ü bir takım menfeatperestan ve hatta müsaadenizle söyleyeceğim - bir takım vatansızlar bu iki öz kardeşi birbirinden ayırmak. istiyorlar. Vakıa 'Makyavel'in bir prensibi vardır, 'icrayı ahkam etmek için tefrik ediniz' diyor. Bu prensibi tetkik etmeği arzu eyleyenler, demin bahseylediğim bir takım hodkamları, vatansızları kendilerine alet ittihaz etmişler, onları bu vadiye sevk eylemek istiyorlar. Bu saikler meyanında da, bittabi hepimizin bildiğimiz küçük fakat gözü aç büyük emperyalist bir unsur da tabidir ki bunun neticesini bekleyip ondan müstefit olmak istiyor.


Halbuki, onlar bilmiyorlar ki Türklerle Kürtler pek yakın zamanlarda acı bir dersi ibret aldılar. O dersi ibret, gözlerinin önünde bulunduktan sonra hiçbir Türk ile Kürd'ü hiçbir vakit bu suretle tefrik etmek mümkün değildir. Evet gazetelerde bizler de gördük, Şerif Paşa ile Nubar Paşa müşterek bir tebligatta bulunmuşlar ve orada Kürtler de tıpkı Ermeniler gibi 'zalim Türklerin elinden kurtarılmalarını' istiyorlarmış.


Bunu başkası söyleyebilir fakat Şerif Paşa gibi bu devletin sefiri olmuş, bu devletin nan ve nimeti ile perverde olmuş bir adam bu suretle memleketine hıyanet edemez. Kürt olan pederi Sait Paşa bu memleketin en büyük mevkiini işgal etti. Hariciye Nezareti'nde devletin umur ve siyasetini bir hayli zaman idare eyledi Fakat ne talihsiz adammış ki oğlu memleketini Ermenilere ve kardeşi de İzmir'i Yunanlılar'a peşkeş çekmek azminde bulundular.


Şerif Paşa'nın vekaleti nedir? Gelen telgrafnamelerde görüyoruz. Kürt Teali Cemiyeti namı tahtında İstanbul'da bir takım menfaati hususiye arkasında dolaşanların teşkil eyleyip Avrupa'ya Şerif Paşa'ya göndermiş oldukları vekaletname ile bunlann Kürtler ile Ermenilerin ittihadını temin etmesini istiyorlar.


Halbuki aynı zamanda bu vekalet Şerif Paşa'ya verilmemiştir. Şerif Paşa ile beraber Lütfi Fikri Bey'e de aynı vekaleti göndermişlerdi . Fakat Kürt olan Lütfi Fikri Bey böyle bir talebi kabul etmedi. Ve böyle bir talebi kabul eylemek tenezzülünde bile bulunmadı ve böyle bir ihaneti kabul etmeyeceğini de alenen söylemek lütfunda bulundu. Bugün Kürtler şu okunan telgraflarla bize ilan ediyorlar ki, biz Osmanlı kalmak isteriz ve hiçbir zaman da carnia-i Osmaniye ve İslamiyeden ayrılmak istemeyiz..." (24) şeklinde bir konuşma yaptı.



Siverek mebusu Bekir Sıtkı Bey de konuşmasında mebus arkadaşlarının sözlerine ve Doğu ve Güneydoğu'dan gelen telgraflara atıfta bulunduktan sonra Kürtlerin Osmanlı Devleti'nden ayrılmak istemediklerini belirtmiş ve bir Diyarbakır mebusu olarak, çoğunluğunu Kürt ve Türklerin oluşturduğu Diyarbakır ahalisinin Osmanlı Devleti'nden ayrılmayı kat'iyyen hatırlarına getirmediklerini, Şerif Paşa namındaki şahsın Kürtleri temsil edemeyeceğini ifade etmiştir. (25)


Sinop mebusu Rıza Nur Bey de yaptığı konuşmada; İtilaf Devletleriyle ve Ermenilerle işbirliği yapan bazı Kürtlerin, yurt dışında gazete çıkarmakla, cemiyet kurmakla veya muhtıra yazmakla meşgul olduklarını açıkladıktan sonra, memleket dahilindeki Kürtlerden gelen ve Türklerden ayrılmak istemediklerine dair Meclis-i Mebusan'a gönderilen yığın yığın telgraflardan bahsetmiş ve Kürtlerin asıl temsilcilerinin yurt dışında ülkeyi parçalamak peşinde koşanlar değil, bu protesto telgraflarına imza atanlardır demiştir.(26)


1 Mart 1920 günü Meclis-i Mebusan'da Şerif Paşa ile Bogos Nubar Paşa'nın Ermenilerle Kürtlerin müşterek bir devlet teşkiline gayret etmeleri hakkında iki protesto telgrafı daha okundu. Siverek'ten gönderilen bu telgrafnamede de şöyle denilmektedir: (27)


"Meclis-i Mebusan Riyaset-i Celilesine

Paris'te bulunan Şerif Paşa, memleketimizin Ermenilerle müşterek bir idare tesisine Bogos Nubar Paşa ile müttefikan teşebbüs ettikleri istihbar oluyor. Vahdet-i İslamiye ve camia-i Osmaniye haricinde ve makam-ı muallayı hilafetten başka bir idare tahtında yaşamak bizim için gayr-i mümkün bulunmuş ve böyle bir idarenin teessüsü ve bunun idaresi için seller gibi kan akması ve yüz binlerce efradın imhası ve mamurelerin virane haline inkılabı ile de kaabil bulunmadığı gibi, yeni baştan naire-i cidali iş'alden maada bir fayda temin edemeyeceği ve Şerif Paşa'nın biz Kürtler hakkındaki beyanat ve taahhüdatının zerre kadar haiz-i ehemmiyet bulunmadığı enzar-ı efhamilerine arz ve beyanat-ı vakıayı kemal-i şiddetle protesto ve nefretle red ederiz.

Müdafaa-i Hukuk Cemiyeti Reisi - Cudi

Ulemadan - Asım
Şeyman Aşireti Reisi - Ali
Müftü - Osman
Ulemadan - Şeyh Musa
Türagan Aşireti Reisi - Sa'dun
Eşraftan - Mahmut
İzoli Aşireti Reisi - Zülfikar
Gergeri Aşireti Reisi - Rüştü
Muallimden - Ömer
Belediye Reisi - Rıza
Teba Hatip Aşireti Reisi - Mustafa
Karakeçi Aşireti Reisi - Abdülkadir


Aynı hususta Derik'ten çekilen telgrafname ise şöyleydi: (28)

"Meclis-i Mebusan Riyaset-i Celilesi vasıtası ile Paris'te Sulh Konferansı Heyet-i Celilesi'ne

Şerif Paşa'nın Kürtler adına Ermeni murahhası Nubar Paşa ile müştereken heyet-i celilerine bir muhtıra verdikleri mesmumuz oldu. Biz Kürtlerin Camia-i Osmaniye'den başka hiçbir idareyi kabul etmeyeceğimizi, bu uğurda son ferdimizi fedaya hazır olduğumuzu evvel ve ahir arz ve ilan eylemiş idik. Şerif Paşa'nın Kürtlerden bir ferdimizin bile vekil ve mümessili olmadığı halde had ve had fuzuli olarak verdiği bir muhtıranın Heyet-i celilerince ednayı kıymeti haiz olamayacağına kani isek de, bu teşebbüsün mevzu-i bahs ve müzakere olması asayiş-i alemin yeni baştan ihlaline sebebiyet verilmiş demek olacağından, buna meydan verilmemesini rica eder, Kürtler namına hiçbir sıfat ve salahiyeti olmayan Şerif Paşa'yı kemal-i nefret ve şiddetle protesto ederek tabiiyyeti ile şerefyab olduğumuz Devlet-i Osmaniye'den başka bir şekl-i idareyi kabul edemeyeceğimizi bu kere de tekrarla bu babta Heyet-i celilerinin nazar-ı dikkatini celp ederiz.

Derik Kazası Müftüsü - Kazım

Belediye Reisi - Hasan
Ulemadan - Ahmet
Ulemadan - Ali
Dirik'in Potan Aşireti Reisi - Yahya
Hakran Reisi - Davut
Ayasan Reisi - Ramazan
Sultan Reisi - Abdülkadir
Müşketiyen Aşireti Reisi - Sa'dun
Dolamilah Aşireti Reisi - Derviş
Deşnekür Reisi - Mahmut
Manevdağ Reisi - Salih
Lif Nahiyesi Agavatından - Çeçen
Kıtan Reisi - Pozan "


Ayrılıkçı Kürtçü girişimlere yönelik Doğu vilayetlerinden Meclis-i Mebusan'a gönderilen protesto telgrafları, daha sonra Ankara'da açılan ve hemen bütün Anadolu'nun milli iradesini temsil eden Türkiye Büyük Millet Meclisi'ne de gönderilmeye başlanmıştır. Bu protestolar arasında Solhan, Çemişkezek, Hasankeyf, Kangal, Palu, Bitlis, Adıyaman, Kahta, Ahlat, Hizan, Şirvan ve Şırnak havalisi halkının Türkiye Büyük Millet Meclisi'ne çektiği protesto telgraflarını (29) , Eleşkirt halkının Kürt Şerif Paşa'yı kınayan telgrafını (30) ve Şırnak Aşireti Reisi Abdurrahman Ağa'nın diğer aşiretlere gönderdiği İngiliz karşıtı mesajını (31) sayabiliriz.


Doğu vilayetlerinden gönderilen ve Kürt meselesi diye bir mesele olmadığını ifade eden telgraf şöyledir: (32)

"Ankara'da Büyük Millet Meclisi Riyaset-i Celilesi'ne Kürtler küçük lokmanın pek kolay yutulacağını vaktinden çok evvel anlamışlardır. Türk birliğinden ayrılmak zihniyetinde bulunanlan Kürtler kendi milletlerinden addetmezler. Kürtlerin mukadderatı Türkün mukadderatıyia aynıdır. Biz Kürtler Türkiye Büyük Millet Meclisi Hükümeti'nden başka halaskar beklemediğimiz gibi Düvel-i İtilafiyeden merhamet dilenmeye tenezzül etmiyoruz. Misak-ı Milli dahilinde sulh akdedilmesini teminen bütün varlığımızla hükümetimize müzaheret edeceğimizi Türkiye Büyük Millet Meclisi Hükümeti dahilinde Kürtlüğün ayrı bir unsur olarak telakkisini hiçbir zaman işitmek istemediğimizi arz ile muvaffakiytler temenni ve takdimi tazimat eyleriz.

İzoli Aşireti Reisi - Hacı Sebati
Aluçlu Aşireti Reisi - Mehmet
Bariçkan Aşireti Reisi - Halil
Ulemay-ı Ekrattan - Bekir Sıtkı
Bükler Aşireti Reisi - Hüseyin
Ulemay-ı Ekrattan - Rüştü
Ulemay-ı Ekrattan - Avni
Eşraf-ı Ekrattan - İzdelili Fehim
Ulemay-ı Ekrattan - Halil
Cürdi Aşireti Reisi - Mehmet
Zeyve Aşireti Reisi - Halil
Ulemay-ı Ekrattan - Hafız Mehmet
Eşraf-ı Ekrattan - Hüseyin
Deyükan Aşireti Reisi - Hüseyin
Eşraftan - Bulutlu İbrahim
Eşraftan - Nail
Eşraf-ı Ekrattan - Zebunlu Halil
Eşraftan - Sadık "


Kürt meselesi mevcut olmadığına ve Kürtleri ancak Büyük Millet Meclisi'nin temsil edeceğine dair Van Vilayeti'nden Hariciye Vekaleti'ne, Londra Konferansı murahhaslarına, Düvel-i Muazzama temsilcilerine yazılan ve Dahiliye Nezareti tarafından Türkiye Büyük Millet Meclisi Riyaseti'ne sevkedilen telgrafta ise şöyle denilmektedir: (33)


"Büyük Millet Meclisi Riyaseti Celilesi'ne 

Kürt meselesinin Konferans'ta mevzu-i bahs edilmesi münasebetiyle Van Kürt rüesası tarafından intihab ettikleri vekillerinin Büyük Millet Meclisi'nde kendi namlaruıa idare-i hükümet ettiğinden ve konferanstaki Kürtleri ancak Büyük Millet Meclisi'nin heyet-i murahhasası temsil eylediğinden bahisle Hariciye Vekaleti'ne, Heyet-i Murahhasa'ya ve Londra'daki Düvel-i Muazzama murahhaslarına telgraflar yazılmış olduğu Van Vilayeti'nden bildirilmekle arz-ı malumat olunur efendim.


14 Mart 1921
Dahiliye Vekili Namına
Ahmet Muhtar"



Biz burada ayrılıkçı Kürt girişimlerini kınayan protestolardan sadece birkaç tanesini verdik. Yoksa Doğu ve Güneydoğu Anadolu'nun hemen her il ve ilçesinden olduğu gibi bölgedeki bir çok aşiret reisinden de protesto telgraflan yağmıştır. Bu protesto telgraflarında da görülebileceği gibi Türkiye sınırları içerisinde yer alan Kürtler ile Türklerin ayrılmaz bir bütün olduğu dile getirilerek, din birliği, tarih birliği, ırk birliği, örf ve adet birliğinin oluşturduğu Türk milli birliğini kimsenin bozamayacağı üzerinde durulmuş, Mustafa Kemal Paşa liderliğindeki Türk milli hareketi etrafında toplanılarak İngilizlerin ve Fransızların bölgeye yönelik propaganda ve Ermeni - Kürt ortak hareketi yaratma girişimlerine büyük çoğunlukla yüz gösterilmemiştir.


Geçmişte olduğu gibi bugünde Türkiye'ye yönelik hiç de dostça olmayan tutumlar sergileyen batılı devletler, demokratikleşme ve insan hakları adı altında Türkiye'deki yapıyı bozmaya, yüzyıllardan beri Türklerle tek vücut olarak hareket eden Kürtleri azınlık statüsüne sokmaya çalışmaktadırlar.




Yrd. Doç. Dr. Mehmet OKUR - 2001
Karadeniz Teknik Üniversitesi Fen-Edebiyat Fakültesi 
Tarih Bölümü Öğretim Üyesi.




dipnotlar:
1-Avrupa devletlerinin Kürtleri Osmanlı Devleti aleyhine kışkırtmaları XIX. Yüzyılın başına dayanır. Bu devletlerden Ruslar, İran ve Osmanlı Devleti ile yaptığı savaşlarda bazı Kürt aşiretlerinden yararlanmaya çalışırken, İngilizler de "Doğu Hindistan Şirketi" vasıtasıyla bölgedeki Arapları ve Kürtleri Osmanlı Devleti'ne karşı ayaklandırmaya çalışmışlardı. Bu şirketin mensuplarından çoğu, sivil elbise giymiş İngiliz subayları idiler. Bunlar hükümetleri adına onların arasına girerek kışkırtıcılık yapıyor, halkın isyan etmesi için gayret gösteriyorlardı. Kolkhan, Mc Donalt, Hiyd, Brotr, Ric isimli ajanlar bunların en tanınmışlarıdır. Silah, cephane, teçhizat bakımından bölgeye gizli gizli isyan malzemeleri yığan İngilizler, bazı Kürt aşiret reisleri ile irtibat sağlamayı başarmışlar ve onlarla gizli işbirliğine girişmişlerdi. İngilizlerle işbirliğine giden bu aşiretler 1815 yılında ayaklanmışlarsa da çabuk kontrol altına alınmışlardır. Yine 1829 yılında İngilizlerin Irak'ın Süleymaniye bölgesine bir subay ekibi göndererek burada Kürtlere askeri talimler yaptırdıklan ve onları eğittikleri tespit edilmişti.....Ayrıntılı bilgi için bakınız: Tekin Erer, Kürtçülük Meselesi, Boğaziçi Yayınları, İstanbul, 1994, s. 31 - 46.

2-Bilal N. Şimşir, İngiliz Belgelerinde Atatürk I, Türk Tarih Kurumu Yayınları, Ankara,1992, s. 107.

3-Taner Baytok, İngiliz Kaynaklarında Türk Kurtuluş Savaşı, Ankara, 1970, s. 32; Erol Ulubelen, İngiliz Gizli Belgelerinde Türkiye, İstanbul, 1967, s. 217; Ömer Kürkçüoğlu, Türk-İngiliz ilişkileri (1919-1926), Ankara, 1978, s. 68

İngiliz Yüksek Komiseri Amiral Robeck'in 4 Aralık 19l9'da Londra'ya gönderdiği telgrafta Musul - Kerkük bölgesindeki Kürtlerin kendileri açısından vazgeçilmez unsurlardan olduğu üzerinde durulmakta ve onlarla ilgilenmekten asla vazgeçilmemesi tavsiye edilmekteydi. British Documents On Foreign Affairs, Series B, Part II, Volume I, Doc.99, 163681, No: 2271.

4-Yaşar Akbıyık, Milli Mücadelede Güney Cephesi (Maraş), Kültür Bakanlığı Yayınlan, Ankara, 1990, s. 28; Bilal N. Şimşir, İngiliz Belgelerinde Atatürk II, TTK Yayınları, Ankara, 1975, s. 328; Ahmet Mesut, İngiliz Belgelerinde Kürdistan, Doz Basım ve Yayıncılık, İstanbul, 1992, s. 115.

5- Erer, Kürtçülük Meselesi, s. 29 - 30.
6- Binbaşı Edward Noel'in faaliyetleri hakkında ayrıntılı bilgi için bkz M. Kemal Öke, İngiliz Ajanı Binbaşı E.W.C. Noel'in "Kürdistan Misyonu" (1919), Boğaziçi Yayınları, İstanbul, 1992.
7-Orhan Duru, Amerikan Gizli Belgelerinde Türkiye'nin Kurtuluş Yılları, İş Bankası Yaymları, İstanbul, 2001, s. 51.

8-Salahi R. Sonyel, Türk Kurtuluş Savaşı ve Dış Politika I, TTK Yayınları, Ankara, 1995, s. 121; Şimşir, İngiliz Belgelerinde Atatürk I, s. 117. Noel'e göre; Emin Ali Bedirhan'm Diyarbakır Valiliği'ne, General Hamdi Paşa'nın da 10. Kolordu Kumandanlığı'na atanmalıdır. Ayrıca bölgedeki müdafaa-i hukuk etkisini kırmak için Vali Emin Ali Bedirhan'm yanına ayrılıkçı Kürt şeyhlerini de alarak bölgede bir gezinti yapması yerinde olacaktır. Bu gezinti sırasında bu kişilerin yanında herhangi bir İngiliz subayının bulunmaması gerekir. Bu durum işin içinde İngiltere'nin olmadığı imajını verecektir. Şimşir, İngiliz Belgelerinde Atatürk I, s. i 19.

9-M. Müfit Kansu, Erzurum'dan Ölümüne Kadar Atatürk'le Beraber, T.T.K Yayınları, Ankara, 1997, s. 268 - 269.
10-British Documents On Foreign Affairs, Doc. 163, E 1776/11/44, No: 254.
11-Bu maddeleri şöyle sıralamak mümkündür:

Madde 62: Fırat'ın doğusunda, ileride tayin edilecek Ermenistan sınırının güneyinde Türkiye'yi, Suriye ve Irak'tan ayıracak sınırın şimalinde bulunan Kürt unsurunun sayıca fazla olduğu yerlerin mahalli muhtariyeti planı bu muahedenin yürürlüğe konulmasından itibaren altı ay içinde İstanbul'da İngiltere, Fransa ve İtalya devletlerinin birer murahhasından mürekkep olarak toplanacak bir komisyon tarafından hazırlanacaktır

Madde 63: Osmanlı Hükümeti, bu komisyonun kararlarını kendisine tebliğinden itibaren üç ay içinde uygulayacağını şimdiden taahhüt eder.

Madde 64: İşbu muahedenin yürürlüğe konulmasından bir sene sonra 62. maddede zikredilen mıntıkalardaki Kürtler, bu yerlerdeki Kürtlerin ekserisinin Türkiye'den ayrılarak müstakil olmak dilediğini ispat eyleyerek Cemiyet-i Akvam'a müracaat eder ve Meclis'te bu ahaliyi istiklale layık görerek bunlara istiklal vermesini Türkiye'ye tavsiye eyler ise; Türkiye bu tavsiyeye uymayı ve bu yerler üzerindeki bütün haklarından vazgeçmeyi şimdiden taahhüt eder. Bu vazgeçmenin teferruatı, başlıca müttefik devletlerle Türkiye arasında yapılacak özel bir mukavele ile tespit edilecektir. M. Cemil Bilsel, Lozan I, Sosyal Yayınları, İstanbul, 1998, s. 312 - 313.

12-Binbaşı Noel'in Nisan 1919 başında yaptığı Güneydoğu Anadolu seyahatinde çok sayıda aşiret reisine konuk olmasına ve onları İngiltere tarafına çekmeye çalışmasına rağmen, aşiretlerin çoğu kendisine, açıkça Osmanlı Devleti'nin yanında yer alacaklarını ve İngiltere dahil bütün işgalcilere karşı kanlarının son damlasına kadar savaşacaklannı söylemişlerdir. Noel, daha sonraki yazışmalarında kendisine karşı gösterilen bu tavrın ne İstanbul, ne de müdafaa-i hukukçuların gayretleri sonucunda yeşerdiğini, bunun halkın doğal inisiyatifinden kaynaklandığını belirtecektir. Öke, İngiliz Ajanı Binbaşı E.W.C. Noel, s. 29-43; M. Kemal Öke, Belgelerle Türk - İngiliz İlişkilerınde Musul ve Kürdistan Sorunu 19 i 8 - 1926, Türk Kültürünü Araştırma Enstitüsü Yayınları, Ankara, 1992, s. 24- 30.

13-Bu sırada barış görüşmelerinin devam ettiği Paris'te Kürt iddiaları ile ilgili bir bildiri yayınlayan Şerif Paşa, kurulmasım istediği Kürt devletinin sımrlarını şöyle tanımlıyordu: Kafkas sınırında Ziven'in kuzeyinden batıya, Erzurum, Erzincan, Kemah, Arapkir, Besni ve Divicik'e; güneyde Harran, Erbil, Kerkük, Süleymaniye, Sina hattından İran sınırına kadar. Sonyel, Türk Kurtuluş Savaşı ve Dış Politika I, s. 27-28. Şerif Paşa aynı günlerde Ermeni Bogos Nubar Paşa ile ortak hareket etme kararı da almıştı. Şimşir, İngiliz Belgelerinde Atatürk I, s. 273 - 274.


14-Silvan eşrafı ile Beşiri eşrafı daha önce de Kürtçülük propagandasını tel 'in eden bir protesto telgrafı çekmişti Akbıyık, Milli Mücadelede Güney Cephesi, s. 33 - 34.
15-Şimşir, İngiliz Belgelerinde Atatürk I, s. 118; Doğu Perinçek, Kurtuluş Savaşı'nda Kürt Politikası, Kaynak Yayınları, İstanbul, 1999, s. 136.
16-British Documents On Foreign Affairs, Doc 75 (151212).
17-Mustafa Kemal Atatürk, Nutuk III, Milli Egitim Basımevi, İstanbul, 1970, Belge 27, 47 52.

18-Paul C. Helmreich, Sevr Entrikaları, Büyük Güçler, Maşalar, Gizli Antlaşmalar ve Türkiye'nin Taksimi (Çev: Şerif Erol), Sabah Kitapları, İstanbul, 1996, s. 155. İngiltere'nin İstanbul Yüksek Komiseri Amiral Robeck'ten Dışişleri Bakanı Lord Curzon'a gönderilen 26 Aralık 1919 tarihli telgrafta, Kerkük, Revandiz, Erbil ve Süleymaniye'deki İngiliz birliklerine karşı Kürtlerin ayaklandıkları ve bölgedeki Kürt aşiretlerinin Türklerden başka hiç kimsenin hükümranlığını kabul etmeyecekleri bildirilmekteydi. British Documents On Foreign Affairs, Doc 116, 170729, No: 2399.

19-Öke, İngiliz Ajam Binbaşı E.W.C. Noe!, s. 116. Ünlü İngiliz casusu Lawrence de kendilerinin yanlış ve haksız bir iddia ile Kürdistan diye bir saha ortaya attıklarını doğuda yaşayan halkın ısrarla birlik şuuruna sahip olduğurnu gördügünü anılarında belirtecektir. (S. Kaya Seferogıu - Kemal Türközü, 101 Soruda Kürtlerin Türk Boyu, Türk Kültürü Araştırmaları Enstitüsü, Ankara, 1982, s. 87)

20-Mec1is-i Mebusan Zabıt Ceridesi, Devre IV, Cilt: 1, Ankara, 1992, s. 208.
21-Meclis-i Mebusan zabıt Ceridesi, Devre LV, Cilt: 1, s. 208.

22 Şerif Paşa'nın Kürtler nazarında hiçbir etkisi olmadığını İngiltere'nin İstanbul Yüksek Komiseri Amiral Robeck de belirtmektedir. (Amiral Robeck tarafından Lord Curzon'a gönderilen 30 Mart 1920 tarihli rapor) Ulubelen, İngiliz Gizli Belgelerinde Türkiye, s. 257.

23-Meclis-i Mebusan zabıt Ceridesi, Devre IV, Cilt: 1, s. 209.
24-Meclis-i Mebusan zabıt Ceridesi, Devre IV, Ci1t: I, s. 210.
25-Meclis-i Mebusan zabıt Ceridesi, Devre LV, Cilt: 1, s. 211.
26 Meclis-i Mebusan zabıt Ceridesi, Devre IV, Cilt: 1, s. 211 - 212.
27 Mec1is-i Mebusan zabıt Ceridesi, Devre IV, Ci1t: 1, s. 300.
28-Meclis-i Mebusan zabıt Ceridesi, Devre IV, Cilt: 1, s. 301.
29-Türkiye Büyük Millet Meclisi Zabıt Ceridesi, Devre I, Ci1t: 9, Ankara, 1954, s. 214.
30 Hakiıniyet-i Milliye Gazetesi, 3 Mart 1336 (1920), No: 13.
31 Mesut, İngiliz Belgelerinde Kürdistan, s. 37.
32 Türkiye Büyük Millet Meclisi Zabıt Ceridesi, Devre I, Cilt: 9, Ankara, 1954, s. 132 133.
33-Türkiye Büyük Millet Meclisi Zabıt Ceridesi, Devre I, Cilt: 9, s. 140 - 141.






ve 


…Avrupalı emperyalistler amaçlarına varmak için bütün insanları yok etmeğe hazırdırlar 
( Müslüman Asyada Kuvvetlerin Mücadelesi Sayfa 14)


… Prof. Phillip Marshall Brown: Avrupalı Devletler emperyalist amaçlarına varmak için 
Orta- Doğu halklarının gereksinimlerine kulak tıkadılar, hatta bu insanları kuvvet dengesi için kurban gibi fedâ ettiler. 
( Olaylı Yıllar Cilt 2 Sayfa 148)


… Prof. John Dewey: Halkın nefret ettiği yabancı kuvvetler, bu memleketlerden elde ettikleri kukla hükümetleri 
öyle haince kullandılar ki işte emperyalizm. 
( Politik Yeni Cumhuriyet Sayfa : 268- 12 Kasım 1924)



…Binbaşı Noel Kürt şefleri ile görüş birliğine varırsa bundan faydalar sağlayacağını söylüyor. Kürt şeflerinden İstanbul'da (Seyit) Abdülkadir ve Bedir Han ve daha az önemli kimselerdir. Bunlar şüphe uyandırmamak için Noelden ayrı olarak Kürt bölgelerine gidecekler, … Kürtler henüz Mustafa Kemale karşı ayaklanmadı ama Noel bunu sağlayacağından emin.
- Sayfa No: 678- Belge No: 451- 10 Haziran 1919
(Amiral Sir A. Cathorpeden Lord Curzona )


… Benim problemim KÜRTLER. Noel Bağdat'tan buraya geldi… Kürtlerin peygamberi olmak istiyor… Korkarım ki Noel bir Kürt Lawrence'ı olabilir. Mezopotamya şimdi bizim olacağına göre, ona, bir KÜRT DEVLETİ kurdurup kuzey dağlarını böylece koruyabiliriz. (Seyit) Abdülkadir ve onun gibilerle konuştum. Onlara etki edebilmek için biz de Türklere hile yapıyoruz. diye belki beş defa tekrarlamak mecburiyetinde kaldım.. Ancak,Kürtlere fazla güvenilmez. Majestenin Hükümetinin amacı Türkleri azami derecede zayıflatmak olduğuna göre Kürtleri bu şekilde harekete getirmek fena bir plan değil…Kürt partisinde aktif olan tanınmış Kürtler:… Şeyh seyit Abdülkadir (Başkan), Mevlan Zade Rifat (gazeteci), Emin bey (memur). Bunlar, Wilson prensiplerine göre hak iddia ediyorlar….. Sulh şartları Müslümanların çok aleyhine ve Hıristiyanların çok lehine olması üstelik BÜYÜK ERMENİSTAN hakkında söylentiler, Kürtleri Türklerin yanına itiyor.
- Sayfa No: 693-Belge No: 464- 21 Temmuz 1919 
(Mr. Hohlerden Sir E. Tilleye )


… Avrupalıların verdikleri raporlara göre, İZMİR de ilk adımda Yunanlılar 20 bin Türk'ü öldürmüşler….Yunan orduları İZMİR halkını sindirmeye çalışıyor. Bütün bölgeyi harabe haline getirdiler.
-Sayfa No:723-Belge No:478 -9 Ağustos 1919



hepsi






***



BUGÜN, "AYRILIKÇI" OLANLAR 
O GÜNLERDE DE HAİNLİK YAPANLARIN TORUNLARIDIR
BUGÜN "AYRILIKÇI" OLANLAR
KÖRFEZ SAVAŞI SIRASINDA TÜRKİYE'YE GÖÇMÜŞ
VE BU VATANIN BİRER VATANDAŞI OLMUŞ KİŞİLERDİR.
BUGÜN "AYRILIKÇI" OLANLAR
İNGİLTERE VE ERMENİLER DIŞINDA 
AMERİKA VE İSRAİL İLE BERABER ÇALIŞANLARDIR.
VE
"AYRILIKÇI" OLUP, YUKARIDA ATASI BULUNANLARA  HATIRLATMAK İSTERİM Kİ:
"ATALARINIZA YALANCI MI DEMEK İSTİYORSUNUZ?"
HAYIR MI ?
O ZAMAN ATALARINIZIN YAPTIĞI GİBİ DAVRANIN
VE TÜRKİYE'YE BAĞLILIĞINIZI GÖSTERECEK EYLEMLERDE BULUNUN.
EVET Mİ?
O ZAMAN VATANDAŞLIKTAN ÇIKIP, GELDİĞİNİZ YERE DÖNÜN.
ÇÜNKÜ, AYRILIKÇI OLAN
 BU VATANIN EVLADI DEĞİLDİR. 


_______