Lozan, 1912-1922 yılları arasındaki 10 yıllık aralıksız savaşa son veren barış antlaşmasıdır. Bu 10 yıl içinde Osmanlı Devleti bütün Rumeli'yi ve Arap illerini kaybetmiştir. Osmanlı sadece Rumeli'de 170 bin kilometrekare toprak kaybetmiştir. Adriyatik'ten Edirne'ye kadar Osmanlı Rumelisi'ndeki Müslüman-Türk nüfus techir ve katliamla, yokluk ve yoksullukla Anadolu'ya göç etmek zorunda kalmıştır.
Bu 10 yıllık savaş sırasında yaklaşık 5 milyon Müslüman cephedeki veya cephe gerisindeki çarpışmalarda ve göç yollarında açlıktan, salgın hastalıklardan hayatını kaybetmiştir. Bu 10 yıllık savaşın sonunda Cumhuriyet Türkiyesi'ndeki 15 milyon nüfusun 1 milyonu topal, çolak, kör ve sakat kalmıştır. Bu 10 yıllık savaşın sonunda Anadolu insanının yiyecek ekmeği, çayına koyacak şekeri, giyecek elbisesi yoktur. Kısacası bu 10 yıllık savaşın ardından barışa susamış bir ülke vardır.
İsmet Paşa, 1923'te Lozan'a giderken aklı başında herkes; analar, babalar, çocuklar, kadınlar, askerler, komutanlar, aydınlar, milletvekilleri, herkes açıkça söylemese bile "ne pahasına olursa olsun barış", hatta mümkünse "sürekli bir barış" için gizli açık dua etmiştir.
Osmanlı Devleti'nin 1699 Karlofça Antlaşması'yla başlayan büyük toprak kayıpları tam 224 yıl sonra 1923 Lozan Antlaşması'yla son bulmuştur.
10 yıllık savaş döneminin ardından bugün itibariyle (2015) 92 yıllık [2016-93 yıllık-SB] kesintisiz barış sağlayan dünyadaki tek anlaşma Lozan'dır.
"Tarihimizde, hatta dünya tarihinde doksan yıl devam etmiş bir barış dönemi yoktur. Birinci Dünya Savaşı'ndan sonra imzalanan antlaşmalardan hiçbiri geçerliliğini koruyamadı ve İkinci Dünya Savaşı ile hepsi tarihe karıştı. Sadece Lozan Antlaşması hala yürürlüktedir." (789)
ATATÜRK, Lozan'da sadece 1.Dünya Savaşı'nın veya Kurtuluş Savaşı'nın değil, 300-400 senelik birikmiş hesapların görüldüğünü düşünmektedir. 19 Ocak 1923'te İzmit'te halka şöyle seslenmiştir:
"Lozan Konferansı, düne ve bugüne ait, üç seneye, dört seneye ait hesapların halli ve neticeye bağlanmasıyla meşgul olmakta değildir. Belki üç yüz, dört yüz senelik birçok birikmiş ve yoğunlaşmış hesapların görülmesiyle meşguldür. Dolayısıyla bu kadar derin ve bu kadar karışık ve bu kadar kirli hesapların az zamanda içinden çıkmak o kadar kolay değildir."
Sevr'in üç mimarından biri İngiltere Dışişleri Bakanı Lord Curzon'dur. Türklerin İstanbul'dan atılması fikri de ona aittir. 7 Ocak 1920 tarihli İngiliz kabine toplantısında Türklerin İstanbul2dan çıakrılıp Konya merkezli küçük bir Asya devleti haline getirilmesi projesi görüşülmüştür. İşte Lozan'da İsmet Paşa'nın karşısına çıkıp Kurtuluş Savaşı'nı görmezden gelerek sürekli Sevr hayali gören Lord Curzon budur.
Lozan Konferansı, Müttefiklerin özellikle kapitülasyonların kaldırılmasını kabul etmemeleri üzerine 3 ay kadar sonra, 4 Şubat'ta kesilmiş, İngiliz delgasyonu 5 Şubat'ta Lozan'dan ayrılmıştır. Bunun üzerine Ankara'da Atatürk harekete geçmiştir. Müttefiklere, Türkiye'nin TAM BAĞIMSIZLIĞA ne kadar büyük önem verdiğini göstermek için üç önemli hamle yapmıştır.
1- Türk ordusuna "hazır ol" emri vermiştir.
2- İzmir Limanı'nda demirli Fransız savaş gemilerini kovmuş ve İzmir Limanı'nı 1000 tondan büyük yabancı savaş gemilerine kapatmıştır.
3- Ekonomik bağımsızlığa verdiği önemin altını çizmek için İzmir İktisat Kongresi'ni düzenlemiştir.
Türkiye'nin "Barış istiyoruz, ama gerekirse savaşmaya da hazırız" şeklinde özetlenebilecek kararlı tavrından sonra, Müttefikler Lozan Konferansı'nın devam etmesine karar vermiştir. 23 Nisan 1923'te başlayan ikinci dönem görüşmeleri 24 Temmuz 1923'te Lozan Antlaşması'nın imzalanmasıyla son bulmuştur.
- "Lozan'da onursu bir barış imzaladık. Bu İngiltere'nin şimdiye dek imzalamış olduğu antlaşmaların en uğursuzu, en mutsuzu ve en kötüsüdür." İngiliz Sir Andrew Ryan
- "Hilal'in Haç'a büyük bir darbesi" Fransız Eclair Gazetesi, 1924
- "Türkiye'nin ilk kez Batılı bir devlet olarak kabul gördüğü..." Fransız Ecole de National
- "Lozan'da Hıristiyan medeniyeti çarmıha gerilmiştir." ABD, James Gerard
- "Lozan Antlaşması, yüzyıldan fazla süredir, İngiliz diplomasisinin ilk göze çarpan başarısılığıdır. Neticede Lozan Antlaşması, Türkiye'yi yaka paça Avrupa'dan atmak yerine, Avrupa'yı Türkiye'den atmıştır." Time dergisi, 14 Nisan 1924
- "Lozan'ın manzarasının Avrupa diplomasisinde eşi yoktur. Türkiye, Müttefikleri yenilgiye uğratarak onları moral açısından aşağılamıştır. Lozan barışı, Avrupa'nın moral çöküntüsünün yazılı bir belgesi olacaktır. Antlaşma, Helen ulusunun yüce düşüşünün mersiyesidir." Yunan Patris Gazetesi
- "Lozan bir Türk Zaferi'dir." Hollanda basını
- "Türkiye, başlıca amacı olan egemenliğe sahip yönetim sistemini elde etmeyi başarmıştır" İtalyan Corriera Della Sera
- "Lozan'da Müttefikler Türk ulusçularının yaklaşık olarak tüm taleplerine boyun eğdiler. Dünya şaşılacak bir manzarayla karşılaşmıştır. Yenilgiye uğratılmış ve görünürde yıkılmış olan bir ulus, yıkıntıların üzerinden yükselerek kesinlikle eşit koşullar içerisinde dünyanın en yüce uluslarının önüne çıakrak 1.Dünya Savaşı'nın aşağılamış olan mızafferlerinden hemen hemen her ulusal dileğini kazanmıştır..." İngiliz tarihçi Arnold J.Toynbee
"Lozan Antlaşması'ndaki hükümleri, öbür barış önerisiyle daha çok karşılaştırmanın yersiz olduğu düşüncesindeyim. Bu antlaşma, Türk ulusuna karşı yüzyıllardan beri hazırlanmış ve Sevr Antlaşması ile tamamlandığı sanılmış büyük bir yok etme girişiminin yıkılışını bildirir bir belgedir. Osmanlı tarihinde benzeri görülmemiş bir siyasal utku yapıtıdır." Gazi Mustafa Kemal ATATÜRK
Önsözünde "Kurtuluş Savaşı", girişinde "Mudanya Mütarekesi" yazan, sonsözü "Bağımsız Türkiye" olan dünyanın en uzun süreli kalıcı barışının adıdır LOZAN... Emeği geçen herkese sonsuz teşekkürler... Ruhları şad olsun...
Sinan Meydan
Yalanlara, Çarpıtmalara, İftiralara PANZEHİR
Gerçeğe Çağrı, 2015, kitabından
(789) Taha Akyol, Bilinmeyen Lozan,2014
"Gentlemen,
I don't think it is necessary any further to compare the principles underlying the Lausanne Peace Treaty with other proposals for peace. This treaty, is a document declaring that all efforts, prepared over centuries, and thought to have been accomplished through the Sevres Treaty to crush the Turkish nation have been in vain.
It is a diplomatic victory unheard of in the Ottoman history!"
Mustafa Kemal Atatürk
The Great Speech, 1927
VE DAHA NİCE YILLARA
LOZAN BARIŞ ANTLAŞMASI