Translate

7 Temmuz 2016 Perşembe

Süryani Soykırımı İftirası...






Alman Parlamentosu’nun Süryani Soykırımı İftirasını Çürütüyoruz. 



Alman Parlamentosu, 2 Haziran günü yapılan oylamada; “1915-16 Yıllarında Osmanlı İmparatorluğu’nda Ermenilere ve diğer Hristiyan Azınlıklara Uygulanan Soykırımın Hatırlanması ve Anılması” başlıklı tasarıyı kabul etti. Tasarıda “aynı dönemde keza başka Hristiyan toplulukların mensupları, özellikle de Süryani ve Keldaniler de tehcir ve katliamlara maruz kalmıştı” deniyor. Böylelikle Alman Parlamentosu, Ermeni Soykırımı’nı tanıyan diğer ülke parlamentolarından farklı olarak, Osmanlı İmparatorluğu’nun 1915-16’da salt Ermenilere değil, yanısıra Süryani, Nesturi, Kildani vs. bütün Hristiyan uyruklara soykırım uyguladığına karar vermiş bulunuyor. 





Bu karardan yaklaşık iki hafta sonra, 18 Haziran’da İsviçre’nin Locarno kentinde, 19 Haziran’da Suriye’nin Kamışlı kentinde dikilen Süryani Soykırımı Anıtları törenlerle açıldı. Ermeni Diasporası’nı örnek alan Süryani Diasporası dünyanın her yerinde Türkiye’yi Süryani Soykırımı ile suçlayan gösteriler düzenliyor. Şu anda dünyanın 17 ülkesinde Süryani Soykırımı Anıtı var ve Alman Parlamentosu’nun 2 Haziran kararından sonra, bu sayının giderek artacağı görülüyor.







Daha önce dergimizde Ermeni Soykırımı iftiralarını çürüten çok sayıda yazımız yayımlandığı için, bu yazımızda, ilk kez bir ülke parlamentosundan geçmiş bulunan Süryani Soykımı İftirası’nı belgelerle çürüteceğiz.


8 Şubat 1919 - İstanbul’a gelen işgal orduları komutanlarından Fransız generali Franchet d’Esperey, Hristiyan, Musevi vs. gayrimüslim cemaat başkanlarını çağırarak isteklerini sorduğunda, Süryani Kadim Ortodoks Patriği İlyas Şakir (Ignatius Elias III) ayağa kalkmış; “600 yıldan fazla oluyor ki Türk yurttaşlarımızla beraber kardeşçe yaşadık. Türklerin nimetleri kanımızın her zerresinde dolaşmaktadır. Biz Türkler’den ne isteyebiliriz? Türklerin kaderi bizim de kaderimizdir.” diyerek toplantıyı terketmiştir.[i]





15 Nisan 1919 - İngiliz Askeri İstihbarat görevlisi Binbaşı Edward William Charles Noel, Nusaybin’den Londra’ya gönderdiği raporda, Osmanlı Devleti’nin Hıristiyan uyruklarına iyi davrandığını, Hristiyanların durumunun iyi olduğunu belirtmiştir.


22 Nisan 1919 - Binbaşı Noel Mardin’den Londra’ya gönderdiği raporda, Süryani Kadim Ortodoks, Süryani Katolik ve Keldani din liderleriyle yaptığı görüşmelerin içeriğini bildirmiştir. Süryani Kadim Ortodoks Patriği İlyas’ın, Mardin’de Osmanlı yönetiminin sürmesi isteklerini bildirmek üzere kısa süre önce başkent İstanbul’a gittiğini; Süryanilerin kendilerini Türk yönetiminin tuhaflıklarına başarıyla uydurduklarını; Süryani kiliselerinde cemaatle okunan dualarının bir bölümü Türkçe olup Sultan’a ve Osmanlı Türk Hükümeti’ne dua ettiklerini belirtmiştir.






7 Mayıs 1919 - Binbaşı Noel, raporunda Mardin’li Süryanilerin Sadrazam’a bir muhtıra göndererek, Osmanlı yönetimine olan bağlılıklarını bir kez daha tescil ettirdiklerini bildirmiştir.[ii]


11 Mayıs 1919 - Binbaşı Noel, raporunda Süryani Kadim Ortodoks Patriği İlyas’ın Fehim Bey ile birlikte, Mardin’deki Osmanlı yönetiminin sürmesi için başvuruda bulunmak üzere İstanbul’a doğru yola çıktıklarını bildirmiş; bunların Halep’te durdurulmalarını istemiştir.[iii]


11 Haziran 1919 - Süryani Kadim Ortodoks Patriği İlyas ve Keldani cemaati lideri, Mardin’de Abdülkadir Bey’in evinde, bölgedeki aşiret reisleriyle toplandı; Osmanlı yönetimine bağlılık andı içilerek, durum İstanbul’a Hükümet’e bildirildi.[iv]





23 Nisan 1920 - Süryani Patriği İlyas, TBMM’nin açılışına katılmıştır.[v]

1920-1922 Kurtuluş Savaşı - Süryani Patrik İlyas, cemaatine Milli Mücadeleyi destekleme emri vermiş; Milli Mücadeleye katılan Süryani erkeklerin aileleri tarafından askere çamaşır ve giysi dikilmesi için Diyarbakır’da kilisede bir dikimevi açılmış; 70-75 kişilik bir Süryani kadın grubu da dikiş yaparak katkıda bulunmuştur.[vi]

5 Şubat 1923 - Lozan konferansının kesintiye uğradığı günlerde, Süryani Patrik İlyas, Anadolu’da Yeni Gün gazetesinde “Mustafa Kemal Paşa’yı Görmek Farzdır!” başlığıyla yayımlanan söyleşisinde, Süryanilerin Azınlık ayrıcalıkları istemediklerini söylemiştir: 

“Türkiye Büyük Millet Meclisi’ne ve Muhterem Reisi Gazi Mustafa Kemal Paşa Hazretleri’ne saygılarımı sunmak için geliyorum. Zaten şimdiye kadar, zaferler sırasında ve resmî şekilde de telgraflarla takdim ettiğim tebriklerim ile yetinmeyerek bizzat saygılarımı sunmak için geldim. Bu Muhterem, Mukaddes ve Mükerrem Zat, Allah tarafından bu vatan ve milletin mutluluğuna ve geleceğinin sağlanmasına me’mur bir zattır. Mukaddes İncil’de denildiği gibi:

Bunlar sükût etse de taşlar çağıracaktır. Kendisini bizzat görmek emeliyle geldim ve icap ettiği kadar bekleyeceğim. Bu, bir fırsattır. Aga Petros isminde birinin Lozan’da Süryanilik Vekâleti istediğini gazeteler yazmış. (...) Kendisini tanımıyorum. Bu, Nasturi mezhebinden olacaktır. Süryaniler Türkiye Büyük Millet Meclisi Hükûmeti’ne dair bir muhabbet taşırlar. Aga Petros, bizim cemaatımızdan değildir.” (...)


“Azınlıkların hakları bu dakikaya kadar temsilcisi bulunduğum cemaatin ne akıl ve hayaline gelmiştir, ne de gelmesi muhtemeldir. Biz Avrupa’nın lüzumsuz olarak ortaya koyduğu bu prensibine karşı olanca kuvvetimizle protesto ederiz. Tâ Hulefa-yı Abbasiye’den beri süren topluluğumuz islâm ile özellikle de Türkler ve Kürtlerle tam bir dostluk içinde yaşamışlardır. Biz mübarek islâm milletinin koruyucu himayesinde yaşıyoruz ve bundan böyle de bu şekilde yaşamak tek isteğimizdir.


Hükûmet’e, öncelikle de kanunlara bağlılığımız vardır. Allah’ın huzurunda ahd ve misak ederim ki bu bağlılığımızı hiç bir engel önleyemeyecektir. Ben topluluğum namına ne böyle bir hak talebinde bulundum, ne bulunuyorum, ne de bulunacağım. Millî hakimiyetimiz kutsaldır. Topluluğuma mensup bütün görevlilerden sürekli aldığım mektuplarda Millî Hükûmetimizin adaletle yürüttüğü görevlerine karşı minnet ve şükran beyan ediliyor. Yüce Türkiye Büyük Millet Meclisi’nin başarılarına gece gündüz dua etmekteyim. Millî hakimiyetimizi saygı ile takdis ederim.”


“Bir eski topluluk olan sadık Süryaniler, Millî Misak dahilinde bulunan milletin bir topluluğudur. Tek istekleri iyi günlerde de, kötü günlerde de çoğunlukla birlikte olmak muazzam nimetinden memnun olmaktadır. Sonsuza kadar bu Devlet içinde yaşamak istiyoruz. İftihar ettiğimiz Reisimiz Mustafa Kemal Paşa Hazretleri’ni bizzat tanımakla müşerref olamadım; fakat onun şan ve şöhreti dünya ölçüsündedir. Kendileri pek büyük bir adamdır. Kendilerine ve Yüce Meclis’e saygılarımı sunmak için buraya geldim. Ben topluluğumun bağlılığını iletiyorum; topluluğum da benim gibi düşünüyor.”


Alman Parlamentosu 2 Haziran 2016 günlü oylamada, Birinci Dünya Savaşı yıllarında Anadolu’da, Süryanilere soykırım uygulandığına karar verdi. Süryani Kadim Ortodoksların o yıllardaki en yüksek temsilcisi Patrik İlyas Şakir ise, yukarıda özetlerini aktardığımız açıklamalarıyla kanıtlı olduğu üzere, Süryaniler’in Türklerle bir sorunu olmadığını, sonsuza dek Türklerle birlikte yaşamak istediklerini dünyaya duyurmuştur. Patrik İlyas’ın sözleri, Süryani Soykırımı İftiralarını çürütmektedir.


Süryani Kadim Ortodoks Patriği İlyas’ın anıtını dikmek; anıtın kitabesine yukarıda aktardığımız belgeleri kazımak; son yıllarda dünyanın çeşitli ülkelerinde dikilen Süryani Soykırımı Anıtları’na verilebilecek türlü yanıtlardan biri olabilir; ne dersiniz?


Cengiz Özakıncı
2016 Temmuz Bütün Dünya Dergisi/PDF


dipnotlar:
[i] Türk Süryani Kadim Cemaati Yönetim Kurulu adına Ferit Özcan’ın 19.11.1977 günlü Milliyet’te “Türk Süryani Kadim Cemaatinin Açıklaması: Amerikan belgesinde adı geçen Ağa Petros Süryani değil, Nasturidir.” başlığıyla yayımlanan yazısı.
[ii] Doç. Dr. M. Kemal Öke, İngiliz Ajanı E.W.C. Noel’in Kürdistan Misyonu (1919), Boğaziçi y. İst. 1989, s.44, 45. (Bnb. Noel’in 7 Mayıs 1919 günlü raporu) 
[iii] Doç.Dr.M. Kemal Öke, age.s. 33. 
[iv] Doç. Dr. M. Kemal Öke, age, s.48, IOR, L/PS/153, P.3836, 11.vi.1919. 
[v] Ferit Özcan, Milliyet, 19.11.1977. 
[vi] Ferit Özcan, Milliyet, 19.11.1977.









ilgili:
ÇANLAR TÜRKLER İÇİN ÇALIYOR
Soykırımcılığın Anavatanı Avrupa ve Papalık

H. G. Wells, bir halkı sürekli olarak "acımasız, gaddar, kıyıcı" diyerek suçlayanların; gerçekte kendilerinin o halkı acımasızca ortadan kaldırmayı tasarladıklarını, ileride o halka yapacakları kıyım ve yağmaları önceden haklı göstermek amacıyla, 
o halkı suçlu göstermeye çalıştıklarını söyler.[iv]

Ben de diyorum ki: Birileri size "Barbar", "Soykırımcı" damgası yapıştırıyorsa, önleminizi alın; çünkü onlar gelecekte 
sizi barbarca, soykırım uygulayarak yok etmeyi tasarlıyor.
Cengiz Özakıncı 
2015 Haziran Bütün Dünya Dergisi /PDF


Süryani Soykırımı Diye Bir Şey Yok
Bülent Özdemir - link



The Book of Martyrs by John Foxe








If you are seeking for the Truth, two books and a link:
"The Genocide of Truth Continues" and "Genocide Of Truth"
by Sukru Server Aya (Şükrü Server Aya)
based on Neutral or Anti-Turkish Sources