-ALMANYA OSMANLI İMPARATORLUĞU
AYNI SAFTA SAVAŞIR,
HATTA ORDUSUNU "YÖNETİR".
-AMERİKA 2 NİSAN 1917 DE ALMANYA'YA
SAVAŞ AÇTIĞINI BİLDİRİR.
BU AYNI ZAMANDA OSMANLI İLE SAVAŞ DEMEKTİR.
-TOPRAKLARIN PAYLAŞIMI SIRASINDA
AMERİKA BAYRAĞI İLE BOĞAZLARDA,
İZMİR'DE VE
BİLİMUM ŞEHİRLERİMİZDE CİRİT ATAR.
-LAKİN , AMERİKA LOZAN BARIŞ KONFERANSI'NDA SADECE "GÖZLEMCİ" STATÜSÜNDEDİR ve
ANTLAŞMAYI İMZALAMAMIŞTIR...!
"MAKE THE WORLD SAFE
FOR DEMOCRACY !"
GÜLERİM BEN BUNA !
ABD, Lozan’ı imzaladı mı
Görüşmelere baştan sona kadar bu statüde katılmıştır. Masada, karşımızda değildir. Yani, bu çerçevede ABD’nin Lozan’ı imzalayıp imzalamadığı gibi bir kısır tartışmaya yer yoktur. Gözlemci, taraf olmadığı için antlaşmayı imzalamakla yükümlü değildir.
İkincisi, ancak, Lozan Barış Konferansı’nın hemen ardından Türk ve Amerikan yetkililer memleketlerine dönmeden Türkiye Cumhuriyeti-ABD arasında bir “Dostluk ve Ticaret Antlaşması” için görüşmeler yapılmış, anlaşmaya varılmış (6 Ağustos 1924), ne var ki söz konusu anlaşma ABD Senatosu’nda onaylanarak yürürlüğe girmemiştir.
ABD Senatosu, 1923-1927 yılları arasındaki tartışmalar sonunda Ermeni lobisinin de etkisiyle antlaşmayı onaylamayarak reddetmiştir. (Daha çok sayıda senatör onay verse de üçte iki çoğunluk elde edilemediği için antlaşma onaylanamamıştır) Kamuoyunda “ABD’nin Lozan’ı imzalamadığı” tartışmasına neden olan imzalamama olayı budur. İmzalanmayan, ikili Türk-Amerikan antlaşmasıdır.
Muzaffer Ayhan Kara / link
TARTIŞMAYA GEREK VAR!
Türkiye’de Amerikancılık Nasıl Başladı?
Sivil ve asker Amerikan heyetleri, savaş gemileri geliyor.
Türkiye ABD’den borç istiyor.
IMF ve Dünya Bankasına üye oluyor.
İki ülke arasında askerî ve ekonomik temaslar başlamış.
Dostluk Derneği kuruluyor.
Türk subayları Amerikan tipi üniformalar giyiyor.
İş çoktan kotarılmaya başlamış!
Prof.Dr.Cihan Dura / link
DOST MU DÜŞMAN MI?
ABD’nin önemli düşünce kuruluşlarından Dış İlişkiler Konseyi (CFR) tarafından yayımlanan ”Türkiye-ABD İlişkileri:Yeni Ortaklık” başlıklı raporda, ”ABD’nin, siyasi ve ekonomik açıdan başarılı, güçlü ve yeni bir Türkiye ile ilişkilerini derinleştirmesi ve kurumsallaştırması gerektiği” belirtildi.
Dış İlişkiler Konseyi’ne bağlı Çalışma Grubu tarafından hazırlanan 96 sayfalık raporun yayımlanması nedeniyle, CFR’ın New York’taki merkezinde toplantı düzenlendi. Toplantıya raporu hazırlayan Çalışma Grubunun eşbaşkanları ABD’nin eski dışişleri bakanlarından Madeleine K. Albright ve ABD’nin eski ulusal güvenlik danışmanlarından Stephen J. Hadley ile projenin direktörlüğünü yapan Dış İlişkiler Konseyi’nin Ortadoğu uzmanı Steven A. Cook katıldı.
Cook raporla ilgili açılış konuşmasında, AK Parti yönetiminin daha önceki hükümetlere göre çok daha demokratik ve açık bir politika anlayışıyla ülkeyi yönettiğini, Başbakan Recep Tayyip Erdoğan’ın Kahire’de yaptığı konuşmanın son derece önemli olduğunu, AK Parti’nin Başbakan Erdoğan ve Cumhurbaşkanı Abdullah Gül liderliğinde Batı değerlerini benimsediğini söyledi.
Madeleine Albright da açılış konuşmasında, AK Parti’nin halka son derece yakın olduğunu ve halka hizmet ederek başarılı olduğunu belirterek yeni anayasa yapılmasının önemine işaret etti.
Stephen J. Hadley de açılış konuşmasında, Türkiye’nin başarılı ekonomisiyle, modernliğiyle, dünyada giderek daha da önem kazanan, iddialı rolüyle Ortadoğu’da Arap Baharı’nı yaşayan ülkeler açısından örnek teşkil ettiğini vurguladı.
Hadley, AK Parti’nin iktidara gelişinin 10. yılında hala son derece başarılı olduğunu ve karşısında güçlü bir muhalefet bulunmadığını belirtti.
Türkiye’de demokrasiyle ilgili bir soru üzerine Albright, demokrasinin bir süreç olduğunu ve Türkiye’nin genel olarak bu çıtada yüksek bir yerde bulunduğunu, ancak bu sürecin devam etmesi gerektiğini söyledi. Bu kapsamda güçlü bir demokrasi için güçlü bir muhalefetin, basın özgürlüğünün, hukuk devleti ilkesinin varlığının son derece önemli olduğunu vurgulayan Albright, son dönemde gazetecilerin tutuklanmasıyla ilgili bazı endişelerin bulunduğunu söyledi. Türkiye’nin ABD ile birlikte ”Demokratik Ülkeler Topluluğunun” bir parçası olduğunu ifade eden Albright, bu kapsamda demokratik ülkelerin birbirlerine yardım etmeleri gerektiğini belirtti.
-”Türkiye bugün yeni ve farklı bir ülke”-
Stephen J. Hadley, bir soru üzerine, Türkiye’nin bugün yeni ve farklı bir Türkiye olduğunu, bu yüzden Türkiye ile ABD arasında da yeni bir ilişki olması gerektiğini söyledi.
Hadley, şöyle konuştu:
”Türkiye bugün 10 yıl önceye göre çok farklı ve yeni bir ülke. Soğuk Savaş döneminde ABD’de ‘Biz ne yaparsak Türkiye bizi izleyecek’ gibi bir beklenti vardı. Şimdi ise karşımızda yeni bir Türkiye var, dünyanın en önemli 5 ya da 6 ülkesinden biri. Türkiye, Ortadoğu’da, Kafkaslar’da ve Orta Asya’da bağımsız ve çok önemli bir rol oynayan bir ülke. Türkiye bizim bölgede mükemmel bir müttefikimiz ve ortağımız olabilir, ama bunun için Türkiye ve ABD’nin artık aralarındaki ilişkiye farklı şekilde bakması gerek: eşit iki ülke olarak, her seviyede ortak stratejiler ve ortak yaklaşımlar geliştirmek üzere yoğun şekilde birlikte çalışan, sürprizlere yer vermeyecek şekilde güven duygusunu temel alan bir ilişki kurulmalı. Bu hem bizim hem de Türkiye’nin çıkarına olur. Ama bunun için artık daha farklı davranmalıyız.”
link
"SON DERECE BAŞARILI" EVET,
KİM İÇİN ACABA?
HADDİNİZİ TÜRKLER BİLDİRECEKTİR, AND'TIR.