AİME CESAİRE
BARBAR BATI - Sömürgecilik Üzerine Söylev
...Biz toplumlarımızın daha yüksek bir gelişme seviyesine yükselmesini istiyoruz, ancak kendi istemiyle; dahili bir gelişme, dahili ihtiyaçlar, organik bir ilerleme aracılığıyla ve bu gelişmenin biçimini değiştiren, onu engelleyen, onun şerefine gölge düşüren hiçbir dışsal müdahale olmaksızın.
Bu koşullar altında, kimseyi bizim yerimize düşünmeye, bizim yerimize araştırma ve keşif yapmaya yetkili kılamayacağımız; ve isterse bizim en iyi dostumuz olsun, kimsenin bizim yerimize cevaplar bulmasını kabul edemeyeceğimiz gerçeği artık anlaşılmalıdır.
Bütün ilerici siyasetlerin amacı günün birinde sömürge halklarına özgürlüklerini iade etmek ise; o halde bu ilerici partilerin günlük faaliyeti en azından bu sözde hedefle çelişmemeli ve gelecekteki özgürlüğün gerçek temellerini, psikolojik olduğu kadar örgütsel temellerini de her geçen gün yok etmemelidir.
Ve bu temeller aslında tek bir anlama gelir; inisiyatifi ele alma hakkı...
...Bizim tarafımızdan yeniden düşünülmedikçe, bizim için yeniden yorumlanmadıkça, bize yönelmedikçe ve bizim ihtiyaçlarımızı karşılamadıkça bütün doktrinler değersiz ve hükümsüzdür.
Bunların hepsi gayet açık görünüyor. Pekala, ama işlerin şu an nasıl işlediğine bakıldığında hiç de açık değil. Yapılacakları bizim yerimize yapma, kararlarımızı bizim yerimize alma, bizim adımıza düşünme, sonuçta biraz önce bahsettiğim temel bir kişilik hakkı olan inisiyatif hakkımızı reddetme alışkanlığı Avrupa'da muhafazakar sağdan kızıl sola kadar her bir partinin, her bir çevrenin içine öylesine yerleşmiş ki aklıma bir Kopernik devrimi yapmaktan başka bir şey gelmiyor.
İşte muhtemelen meselenin esası da bu...
Bu nedenle şu an bütün dünya bir çıkmazın içinde.
"Bir medeniyetin ilk çürümeye başladığı yer kafası değil kalbi"yse eğer, bu kalpsiz medeniyete karşı kendi medeniyetimizi yükseltmek için tek ihtiyacımız olan, sağlam bir yürek, sağlam bir vicdan !
BATI EMPERYALİZMİ VE VAHŞİLİĞİ ÜZERİNE...
BİR MEDENİYETİN İLK ÇÜRÜMEYE BAŞLADIĞI YER
KAFASI DEĞİL KALBİDİR.
____________________________________________________
"...Oysa güç ve kuvvet, Türkiye'de ve Türkiye halkında olan gelişme cevherine, zehirli ve yakıcı bir sıvı katmıştır. Bunun etkisi altında kalarak, milletin en çok da yöneticilerin zihinleri tamamen bozulmuştur. Artık durumu düzeltmek, hayat bulmak, insan olmak için, mutlaka Avrupa’dan nasihat almak, bütün işleri Avrupa’nın emellerine uygun yürütmek, bütün dersleri
Avrupa’dan almak gibi birtakım zihniyetler ortaya çıktı.
Oysa hangi istiklal vardır ki yabancıların nasihatleriyle, yabancıların planlarıyla yükselebilsin?
Tarih böyle bir olay kaydetmemiştir.
Tarihte, böyle bir olay yaratmaya kalkışanlar, zehirli sonuçlarla karşılaşmışlardır. İşte Türkiye de, bu yanlış zihniyetle sakat olan bazı yöneticiler yüzünden, her saat, her gün, her yüzyıl, biraz daha çok gerilemiş, daha çok düşmüştür."
Mustafa Kemal Atatürk
____________________________________________________