Translate

10 Şubat 2016 Çarşamba

Vatan bizim, ülke bizim, el bizim...







Aldanma cahilin kuru lafına
Kültürsüz insanın kulu yalandır
Hükmetse dünyanın her tarafına
Arzusu hedefi yolu yalandır

...


Yalancılar belki kızar bu işe
Yalan ayaktadır çıkamaz başa
Kemlik düşünür mü kardeş kardeşe
İşde hiyle, sözde yalan olmasa

Veysel bu yollarda sarfeder nefes
Herkesin elinde gezer bir kafes
Binbir türlü derdi çeker mi herkes
İşde hiyle, sözde yalan olmasa

...


Vatan sevgisini içten duyanlar
Sıtkı ile çalışır benimseyerek
Milletine, Ulusuna uyanlar
Demez neme lazım, neyime gerek

Her ferdin hakkı var, bizimdir Vatan
Babamız, dedemiz döktüler al kan
Hudut boylarında can verip yatan
Saygıyle anarız, şehit diyerek

Vatan aşkı ile çalışan kafa
Muhakkak erişir öndeki safa
Tesir nüfuz olur her bir tarafa
Herkes onu büyük tanır severek

Olmak istiyorsan dünyada mesut
Hakka halka yarayacak bir iş tut
Çalıştır oğlunu, kızını okut
İnsan olmak için okumak gerek

Vatan bizim, ülke bizim, el bizim
Emin ol ki her çalışan kol bizim
Ayyıldızlı bayrak bizim, mal bizim
Söyle Veysel öğünerek, överek.

AŞIK VEYSEL ŞATIROĞLU











Haberci de geldi, değerli ozan vardı yanında,
Mousa çok severdi bu ozanı,
Ona hem iyi şey vermişti, hem kötü şey:
Gözlerinden yoksun etmişti onu,
Ama tatlı ezgiyi bağışlamıştı ona.
Pontonoos bir koltuk uzattı, altın çivili,
dayadı koltuğu halkın ortasında koca bir direğe,
astı ince ve keskin sazını
tam başının üstünde bir çengele....

Odysseia , 8:62