Translate

25 Şubat 2021 Perşembe

Dolores Cahill / Aşı ve Salgın

 


Prof.Dr. Dolores Cahill'in videosundan özetle :


* mRNA Aşısı > Anafilaktik şok > Bağışıklık sistemin kendi hücrelerine saldırıyor > Organ yetmezliği > Ölüm

Genetiği değiştirilen "İnsan". Artık insan olmaktan çıkıp farklı bir varlık oluyorsun! Çünkü DNA değiştiriliyor !


* "Onlara GMO İnsanı adını verelim!" (Genetiği Değiştirilmiş Organizmalı İnsan)


* Son 20 yılda hayvanlarla yapılan deneylerde ölüm oranları çok olduğundan, şimdiye kadar hiç bir mRNA aşısı onay alamamıştı !


* Aşı öncesi hiçbir belirti göstermeyenler aşı sonrası birçok belirti gösteriyor ve hatta "pozitif" çıkıyor ! Aşılanmış olanlar akabinde hemen diğer belirtileri göstermiyor olsa da sanki ciğerleri büzülmüş gibi nefes almakta zorlanıyor.


* Bu "aşıların" incelenmesi gerekiyor ve bunu yapmak çok kolay. Büyük bir ihtimalle bu "aşıların" içinde bir şey var dünyada herkesi "pozitif" gösteriyor. Oysa virüsle direk temasla 11 gün sonra belirtiler çıkıyordu. Halihazırda bünyelerinde Sarscov2 virüsü bulunanların PCR test sonucu "pozitif" çıktı, ama "sahte pozitif" idi, sayıyı yükseltti ! Ocaktan bu yana Sarscov2 gitti, dünya bağışıklık kazandı ve bundan hastalanmanın biyolojik olarak imkanı yoktur. Virüs o kadar çok mutasyona uğradı ki salgın olarak tanımlayabileceğimiz hastalığa sebep olmuyor. Buna endemik denir. Ekim ayında yapılan bir araştırmaya göre PCR testinin gösterdiği "pozitiflerin" hepsi influenza A ve B gösteriyordu. bu araştırma yayınlandı. Bu bir kanıttır.


* Doktorlar virüsleri ayrıştırmaları ve ona göre rapor vermeli, yani K değil de başka bir influenza ise insanlar evlerine hapsedilemez. İşlerine ya da okula gitmelerine izin verilmemesi de suçtur. Doktorlar yanlış tanı koymamalı ve hastalığa göre tedavi etmeli. Aksi takdirde hakkında şahsen suç duyurusunda bulunabilinir ! "Pozitif" çıktı diye hemen bir yargıya varmamalı ve testlerle hangi tip olduğunu araştırmalı ve ona göre tedavi uygulamalıdır ! Doktorların bir sorumluluğu var ! Vergi ödeyenlere karşı bir sorumlulukları var !


* Amerika'da bir profesörün araştırması vardı, yayınlanmadı ama CDC (Hastalık Denetim Merkezi) dahil her yere gönderdi. K "Pozitif" olarak gösterilen tüm vakalar (15 Bin) influenza A ya da B çıkmıştı, Sarscov2 yoktu !


* Niye Wuhan'da İtalya'daki çok ölümler görülmedi? Bu soru sorulmalıydı. Çünkü yaşlıların bağışıklık sistemiyle ilgiliydi. Doğal virüsle tetiklenen vardı bir de mRNA aşı sonrası. Belki de K virüsü vardı ve aşı sonrası belirtiler gösterdi, arkasından ikinci doz veriliyordu ki bu saçmalıktır, yine görülüyordu. Yaşlıların 2020 de bu virüsü kapmış olabilir, iyileşmiş olabilir, ama 2 doz mRNA yı aldıktan sonra tekrar bu virüsle karşılaşıyor ki bu hastanın ağırlaşmasına sebep oluyor. Yani virüsle 4 kere karşılaşıyorlar.

2019 da köpek dokulu grip aşılarından olanlar da mRNA aşı sonrası ölümler görüldü. 2019 da menenjit geçirmiş olanlar K virüsüyle karşılaşınca öldü. Böbrek dokulu grip aşılarından sonra virüse maruz olan sağlıklı askerler ağır hastalandı...


* Otopsi kesinlikle yapılmalı. Çünkü eğer viral bir bulaşıcı hastalıktan ölürsen otopside bunu ciğer, boğaz ve burun da görebilirsiniz. Organ yetmezliği de... Ancak organ yetmezliğinden ölenlere de K'den öldü diyorlar. Bu sebeple otopsi yapmıyorlar, çünkü belirtiler otopside değişebilir. Bağımsız otopsi uzmanları tarafından incelenmeli ve nasıl-niye öldükleri ortaya çıkarılmalı. Bu başka bir kanıttır.


Çünkü eğer doktorlar, organ yetmezliğinden ölen hastanın ölüm belgesine k yazıyorsa bu kesinlikle yasa dışı ve yanlıştır.


Oysa hastalar vitamin c, d ve çinko ile tedavi edilebilinir ve k'den ölümler önlenebilirdi. Bu kesinlikle tedavi edilebilinir bir hastalıktır.


"Daha önce sadece bir dedikoduydu ama şimdi kesin kanıtımız var ve bu tüm dünya için geçerli; Finansal olarak desteklenen doktor ve tıp enstitüleri var. Bunlara "sahte" ölüm belgesi hazırlamaları için, yani felçten ölmüş olsa da, ölümlerin k'den olduğunu yazmaları için ekstra para ödenmiş. Örneğin trafik kazasından ölenlerin ölüm belgesine bile K'den ÖLDÜ olarak değiştirilmesi istenmiş. " Dr. Reiner Fuellmich (Almanya ve ABD'de İnsan Hakları Avukatı)


Bu konuda 100'lerce aile başvurdu. Bunları doktorlara ve otopsi uzmanlarına gönderdik. Bu mektupların kopyalarını da polislere verdik. Medyanın dayattığı haberlere göre İrlanda'da 1700 ölüm var. Oysa bu belgelerin hepsine baktık ve Ekim 2019-Eylül 2020 arası sadece 92'sinin K'den öldüğü görülüyor. Doktorlar ve otopsi uzmanları sahte ölüm raporu verirse İrlanda ve İngiltere'de 5 yıldan başlar ! Eğer böyle bir olay varsa aileler doktorlara dava açabilir. Kanser tedavisi görüp ölenin "ölüm belgesi"nde bile K'den öldüğü yazılıyor ! Bu yasa dışıdır ve tıp dünyasında da suçtur. Doktorlara bu sebeple dava açılır ki bunu 23 aile adına yaptık. Doktorlar resmen yakalanmıştır. Eğer virüs vardıysa niye tedavi etmemişlerdir? Biz doktorları dava etmek istemiyoruz ama bunu yapıyorsa suç işliyordur ! Sahte ölüm belgesi hazırlayan cinayet kurbanı için bile sahte rapor hazırlayabileceğini gösterir ! Doktorlara dava açılınca ki İrlanda ve İngiltere'de mahkemeye gitmeye gerek yok, direk doktora açabiliyoruz. Böylece hastanenin sigorta şirketi de dahil olmak zorunda kalıyor !


Emniyet güçlerinin de bu sahte ölüm belgelerini araştırması gerekiyor. Bu kanser ve alzheimer hastalarının ne pcr testi yaptırdığı, ne de hastaneye yattığına dair hiçbir kanıt yok, ama ölüm belgelerinde k'den öldü yazıyor ! Maalesef, gündemleri ne olursa olsun bu doktor, otopsi uzmanı ve polis meslek örgütünü baltalamaktadır !


İrlanda'da 1700 kadar ölüm belgesinin sadece 92'si k'den ölüm ! İrlanda'da K'den ölüm ilk kez 5 Nisan 2020 de görüldü. Oysa karantina (lockdown) Mart'ın 12'sinde başlamıştı. Ölüm oranlarında hiçbir yükselme yoktu. Dönemdeki başbakanımız bir doktor idi ve o dönemde hastanelerde ölüm oranı sıfırdı ! Yani yasal olarak "karantina"ya gerek yoktu ! Kimse K'den ölmüyordu ! Yani başbakan ve doktorlar anayasal suç işledi. Eğer yanlış bir varsayıma göre "önlem" alıyor ve insanların özgürlüklerini kısıtlıyorsanız, o zaman vatandaş bu kişileri dava edebilir ! İşyeri sahipleri dava açabilir ! Bu konuda çalışmalarımız var. Ve bu sebeple doktorlar ve otopsi uzmanları "sayıları" değiştirdi ! Çünkü şahsi olarak dava edilebilinirler ! Doktorlar ile güvenlik güçleri bu "lockdown"u tersine çevirebilirler ! Doktor olan başbakanımız bile tedavi edilebilir bir hastalığı "tedavi ettirmedi" ! O bile ömrü boyunca aileler, işyeri sahipleri ve bireyler tarafından davalarla karşılaşabilir - edilebilir ! Doktorlar bile 10 yıl hapis cezasıyla karşılaşabilirler !


"Bizim hedefimiz de bu sahteciliğe sebep olanların peşinden gitmektir, yoksa enstitüye değil!" Dr. Reiner Fuellmich


Doktorlar PCR testinden bile para kazanmakta !... Yani sadece sahtecilik yapmıyorlar ayrıca kazanç da elde ediyorlar ! Ki bu çok daha kötüdür !


2012 de yapılmış bir araştırma, mRNA K aşıları yapılmaya çalışılmış ve sonuç:

Sars virüsü ile mücadelede Sars koronavirüs aşıları bağışıklık sisteminde "pulmoner immünopatoloji"ye yol açar ! (*)


Yani, daha önce virüsü kapmışsınızdır ve aşı oldunuz: Tehlikeli !

Ya da aşı olmuşsunuzdur ve virüsü kaptınız; Tehlikeli !


***


Bu saçmalık sona ermeli !

Yoksa sahtecilik yapan ve sistemin kuklası gibi çalışan her kesimden kişi/kişilere dava açılabilir ki bu Türkiye için de geçerlidir ! Çünkü bunlara sebep olanların hepsi de suç işlemiştir !

Bu sahtecileğe son verildiğinde "salgın" da olmayacaktır.

Bu "sahte salgın"dan dolayı özgürlükleri kısıtlanan, işinden olan, ekonomisi alt-üst olan, eğitimi aksayan, yanlış tedaviden ölen, ya da "virüs kaptın al bu ilaçları iç" diyerek bu aldığı ilaçların yan tesirlerinden dolayı ileriki yıllarda hastalanacak olanlar, psikoloji bozulanlar, ruhsatı bile olmayan aşılardan olanlar, ya da bu aşılardan dolayı ileriki yıllarda (ya da şimdi) ileri düzeyde kronik rahatsızlığı olacak olanlar kalkıp sesini duyurmalıdır !


SB

(*) Pulmoner: Akciğer veya akciğerle ilgili

İmmünopatoloji: Bağışıklık reaksiyonlar sonucu meydana gelen bozukluk veya durumları inceleyen bilim dalı.