Taksim Direnişi‘nin en önemli getirisi ne oldu biliyor musunuz?
Avrupa; nihayet uyandı.
Hangi Avrupa mı?
Yıllardır bu ülkede yaşananları görmezden gelen...
Demokrasi yolunda emin adımlarla gittiğimizi söyleyen...
Yargının üstünlüğü ilkesinin ayaklar altına alınmasını yok sayan...
Gazetecilerin, yazarların, hukukçuların, öğretim üyelerinin, sivil toplum örgütü yöneticilerinin, siyasetçilerin, askerlerin zorlama davalarla içeriye tıkılmasını seyreden...
Devletin, “din özgürlüğü” maskesi altında dinci bir yapıya bürünmesini bıyık altından gülümseyerek izleyen...
Duyarlı kesimleri “Kemalist” diyerek küçümseyen...
Tüm özgürlük alanlarının daraltılmasına, Türkiye‘nin bir “yasaklar ülkesi” hâline dönüştürülmesine destek veren...
Baskıya, zulme, polis şiddetine, işkenceye, “yaşam tarzı dayatmalarına”, yani padişahlık düzenine seyirci kalan Avrupa...
Düşünce, ifade ve basın özgürlüklerine yönelik her türlü saldırıyı iplemeyen Avrupa...
Ülkenin kutuplaşmaya götürüldüğünü söylediğimizde bizi “hayal görmekle” suçlayan Avrupa...
Daha düne kadar Türk halkını “barbar” diye küçümseyen, vize verirken bile canımıza okuyan, “ikinci sınıf insan” muamelesi yaparak insanlık suçu işleyen Avrupa!
Her seçimden önce iktidar partisini desteklediğini açıklayıp, Türk seçmenini yönlendiren Avrupa...
Şimdi çıkmışlar; “kardeş” diye bağırlarına bastıkları iktidar temsilcilerini kınamaya kalkıyorlar!
Neden?
Çünkü nihayet, küçümsedikleri, ciddiye almadıkları gerçek Türk insanını gördüler!
Meydanları dolduran milyonların verdiği “gerçek demokrasi” mücadelesine tanık oldular. Kimin demokrat, kimin baskıcı olduğunun farkına vardılar.
Bu yüzden de parlamentolarını toplayıp AKP iktidarını “azıcık eleştirmeye” kalktılar, yedikleri fırçayla kaldılar!Yıllardır bu ülkenin insanına, siyasetçisine, gazetecisine, aydınına, yurtseverine yönelen öfkenin hedefi oldular!
Unutmayacağız!
Yine de orta yol bulma çabasındalar...
Diyorlar ki, “İktidar, polisin Taksim Direnişi’ndeki orantısız güç kullanımı nedeniyle özür dilesin, o ağaçlar da kesilmesin, bu konu kapansın...”
Hadi oradan; Allah aşkına! Önce sen özür dileyeceksin Avrupa...
Çünkü bu ülkede biz tam 12 yıldır ne çekiyorsak, hepsinde senin parmak izin var...
Şimdi “Saksı düştü de aklım başıma geldi” ayağına yatma...
Senin bize yaptığın kötülükleri asla unutmayacağız!
Son söz de Avrupa Parlamentosu yetkililerine:
Önceki gün aldığınız karar konusunda “tırnak ucu” kadar içtenseniz; bu yazıyı İngilizceye çevirtip, ilk toplantınızda okutursunuz!
Ama... Nerede sizde o kalite?
Mustafa Mutlu.
15.06.2013
....