Translate

3 Kasım 2013 Pazar

SİZ HİÇ PARÇALANDINIZ MI?





SİZ HİÇ PARÇALANDINIZ MI? 
YUGOSLAVYA'YI IRKÇILIK BÖLMÜŞTÜR.
BUGÜN BİRGÜL AYMAN'A IRKÇI DİYENLERİN KENDİSİ IRKÇIDIR.! - 
Teoman ALİLİ


1950-80 arasında Avrupa’nın en büyük ekonomilerinden biri Yugoslavya. Yatırımlar yatırımları takip ediyordu. Gelirleri sürekli artıyordu. Hem SSCB ile hem Bağlantısızlar Hareketi üyesi ülkelerle ticareti vardı. Derken her şey tersine döndü… Batıda eğitilmiş, uzmanlar ortalığı kapladı.. 

Sinsice kurumlara el atmışlardı..

Dünyaya açılma programı uygulayacaklardı… Tito ölmüştü, Yugoslavya, halkları tutkallayan liderini kaybetmişti… Önce fabrikalar kapandı, rüşvet yolsuzluk çılgınca arttı. İşsizler ordusundan lumpenler çıktı… 

Ardından etnik ve dini bölünme oyunu sahnelendi.

Sendikalar bölündü. Yabancı sermaye sendikal hareketi etnik olarak örgütleyecekti… 1990'da yargıya el konuldu.. Anayasa'yı Koruma Mahkemesi kaldırılacak, denetim Adalet Bakanlığı'nın olacaktı.

Her yanı CIA ajanları kapladı. Siyaset ve ekonomiyi yönlendirdikleri gibi eğitime de el atmışlardı.. 

Yeni kuşaklar Soros kuşağı olacaklardı…

Medya tamamen ele geçirilecek, Yugoslavya yok olurken insanlara ‘pembe dizi’ izletilecekti!

Ordu bu süreçte paramparça edildi. Paramiliter etnik gruplar oluşturuldu sonra savaştırıldı…

Önce Sırplar Hırvatlarla kapışacak sonra Bosna’ya saldırılacaktı. 

Ayrılık ‘Din’ kullanılarak gerçekleştirildi. Bir referandumla Bosna ayrılık kararı aldı ardından katledildi. İşte bunun adı ‘birbirine kırdırma’ siyaseti!

Ve zamanı gelince, sahneye Birleşmiş Milletler çıktı. Önce katliamı seyrettiler sonra kendi oyunlarını sahnelediler.


SOROS ÇOCUKLARI ORADAYDI

Kılcal damar operasyonu Soros’un çocukları’nca yönlendirildi. Açık Toplum Vakfı, Otpor adlı örgütler süreci denetledi ve şekillendirdi…

Akıl hocaları emekli Amerikan generalleriydi…’Ordu köşesine çekilsin!’ diyerek Yugoslavya Halk Ordusuna karşı çıkanlar Amerikan generallerinin esiri oldular!

Sonra, Yugoslavya’nın yerle bir edilmesinde kullanılan, bir zamanların genç liderleri yavaşça sahneden silindiler, işleri bitmişti. Bazıları bölünüp parçalanmış ülkenin bir parçasının başına atandı… Bazılarının cesetlerine kenar mahallelerde rastlandı..Belki de sürecin sonunda, konuşmaya , neler olduğunu anlatmaya tevessül etmişlerdi…

Yugoslavya Derslerini en iyi Teoman Alili yazabilirdi… O, bu acıları ailesinin tüm fertleriyle yaşamış, olan biteni ‘içinden’ izlemişti. Önce paramparça olmuştu Yugoslavya, bağrından 8 ülke çıkmıştı, sonra tarihe karışmıştı.. Ondan ders alanlar ve aldıkları dersi anlatanlar, Teoman gibi cezalandırılmışlardı…

Belgrad’ta bir genç ‘hala Yugoslavya demek istiyorum!’ dedi bana. 
Bayan Yugoslavya olarak bilinen opera sanatçısı Jadranka, ‘Artık kim olduğumu bilmiyorum!’ demişti röportajda. Serebrenitza’nın bir işsizi ‘Artık vatanım yok, adam bile hissetmiyorum kendimi, kastrat edildim sanki!’ diye haykırmıştı kameraya…

Teoman, sürgünde, köklerinin olduğu ‘yokedilmiş’ bir ülkeden, doğduğu ve sürgün edildiği vatanına bir armağan yolluyor. İçi büyük acılar, derin bir hüzün ve çokca ders dolu bir armağan!


Teoman eline sağlık diyorum… Bu da geçecek, biliyorsun!


Banu Avar:makale






...............


Yugoslavya bir çalışma masasıydı. Emperyalistler, dünyaya bağımsız yaşamanın mümkün olduğunu gösteren bir ülkeyi yok etti. Çok öğreticidir; Almanya’da Berlin Duvarı yıkılıp sınırlar kaldırıldığında yıl 1989′du. 

1990′da ise Almanya, dönemin Dışişleri Bakanı Gencher’in liderliğinde Sırp ve Hırvat milliyetçilerini Almanya’da toplamaya başladı, onları silahlandırdı. Berlin Duvarı yıkılırken Yugoslavya’ya sınır duvarları dikildi. Bağımsız yaşamanın mümkün olduğunu gösteren ülke bilinçli bir biçimde kan gölüne çevrildi. Bence aynı hileleri Türkiye’de de yapıyorlar. PKK’nın Almanya’da ne kadar örgütlü olduğunu herkes biliyor mesela…

Etnik ve dini farklılıklar önemli tabi, ancak sadece bunlar değil başka nedenler de var. Bütün nedenleri bir ropörtaja sığdırmak mümkün değil. Yugoslavya Dersleri isimli kitabımı okumanızı öneririm. Bence Yugoslavya’nın parçalanması sırasında ırkçılık öne çıkarıldı. Etnik farklılıkları öne çıkarmak bence ırkçılığın ta kendisi.

Miloşeviç, Sırp milliyetçisi tutumuyla büyük hatalar yaptı ve batının ekmeğine yağ sürdü bu bir gerçek. Üstüne Srebrenitsa Katliamı gibi açık bir Gladyo operasyonunu da ekleyince Batı istediğini aldı. Savaş Bosna’da değil Slovenya ve Hırvatistan’da başladı, bunu unutmamak lazım. Yani başta bir müslüman katliamından falan bahsetmek mümkün değildi; ancak Bosna Savaşı “Kanlı Düğün” adı verilen, bir Boşnağın Sırp düğününü basmasıyla başlamıştı. Bu olay Sırpları kışkırttı ve vahşi Sırp milliyetçileri katliamlara başladı.



Teoman Alili’den Yugoslavya Dersleri: makale


..........................


AKİL ADAMLAR !!!!!


abdullahöcalan için Nelson Mandela modeli - EVHAPSİ istiyorlar!
Nelson Mandela evhapsinden sonra Devlet Başkanı olmuştur.!


Teoman Alili - konuşması:



Bahsi geçen : theelders:




...........................



Yugoslavya Dersleri 

Gazeteci Teoman Alili, J.B. Tito'nun ölümünden sonra emperyalistlerin oyunlarıyla paramparça edilen Yugoslavya topraklarında yaşananları anlattığı bu kitabında alınması gereken dersleri önümüze koyuyor.

Makedonya'nın AB'ye uygun yeni pasaportu çok güzel, mikroçipli, rengi kırmızı, sayfaları kalın... Üsküp'ten çıktık ve 50 Km. yol yaptıktan sonra karşımıza otoban gişesi gibi bir yer çıktı. Meğer Makedonya-Sırbistan sınırıymış. Pasaportu verdim. Polis bana Slavca hoşgeldiniz deyip yine Slavca güle güle diyerek pasaportuma mühür vurdu. 

Biraz daha gittik Bosna'ya girdik yine pasaport, yine Slavca hoşgeldiniz, güle güle ve yine mühür. Ardından Hırvatistan, pasaport ve mühürler. Slovenya, pasaport ve mühürler... 

Eski Yugoslavya Federasyonundan çıkana kadar sekiz mühür vurulmuştu. Slovenya'dan sonra ise artık AB'ye girdiğimiz için hiçbir yerde durmadan Hannover'e ulaştık. Yani AB kendi arasındaki sınırları kaldırmışken Yugoslavya'ya hudutlar koymuştu. 

Bu kitabı birgün Diyarbakır'dan Sivas'a, Sivas'tan Ankara'ya, Ankara'dan Bolu'ya, Bolu'dan Samsun veya Trabzon'a ya da İstanbul'da Fatih semtine girerken pasaport göstermek zorunda kalmayalım diye yazdım. 

Umarım "Türkiye Cumhuriyetini kuran Türkiye halkına, Türk milletine" hayırlı olur.






................




Yugoslavya'nın parçalanmasına giden yol, 13 Mayıs 1990 tarihinde Dinamo Zagreb ve Kızılyıldız takımları arasında oynanan karşılaşmada çıkan olaylarla başlamıştı. Sırp polisi Hırvat seyircileri coplamaya başlamış, Dinamo Zagreb'in ateşli taraftar grubu "Bad Blue Boys", polise karşılık verince olaylar çıkmıştı. Polis, her iki taraftar grubunu birbirinden ayırmaya çalışırken, efsanevi Hırvat oyuncu Boban, polisten cop yemiş ve bunun karşılığında polise uçan tekmeyle cevap vermişti. Bu gelişmelere bağlı olarak olaylar sahaya da sıçramış ve maç iptal olmuştu. Sonrasında statta gelişen olaylar sokağa sıçramış ve iç savaş başlamıştı.





1954 YUGOSLAVYA PRİZREN



1991’de dağılan Yugoslavya’dan geriye kalanlar hiç de iç açıcı değil. Hâlâ çözülemeyen sınır anlaşmazlıkları, devam eden iç çatışmalar, birbirlerine düşmanlıkla bakan bir zamanların kardeş halkları, ekonomik krizler, bağımlılık…


Yugoslavya Sosyalist Federal Cumhuriyeti Devlet Başkanı Josip Broz Tito ile 35 yıllık devlet başkanlığı süresince bir araya gelen kraliyet ailelerinin Tito’ya sunduğu armağanlar Belgrad’daki *Yugoslavya Tarihi Müzesi’nde 21 Temmuz-25 Ağustos 2013 arası sergilendi .

*Geçtiğimiz günlerde Yugoslav Hava Yolları’nın (JAT) adının “Air Serbia” olarak değiştirilmesinden sonra, Balkanlar’da Yugoslavya adını koruyabilen birkaç kuruluştan biri “Yugoslavya Tarihi Müzesi”.






Yunanistan Kralı’nın Tito’ya hediyesi (1955)


...............................



Chp'li Birgül Ayman Güler'in Meclis Konusması:



AKPNİN TÜRK ULUSUNU TARİHTEN SİLMEYE, 
TÜRK VATANDAŞLIĞINI TARİHTEN 
SİLMEYE DÖNÜK OLAN GİRİŞİMLERİNDE 
BDP İLE NASIL İŞBİRLİĞİ YAPTIKLARINI 
ONUN KONUŞMALARINDA GÖRDÜK.

TÜRK VATANDAŞLIĞINI DEĞİL, 
TÜRKİYE CUMHURİYETİ VATANDAŞLIĞINI ÖNERİYORSUNUZ.

BAŞBAKANINIZ, SALI GÜNÜ 
BİZİM TEMELİMİZ İSLAMDIR DİYOR, 
TÜRKLÜK IRKÇILIK DİYOR VE 
BİZ BUNU TARİHTEN SİLECEĞİZ DİYOR.

BURADA BÜYÜK TÜRK MİLLETİ ÖNÜNDE 
YEMİN ETTİNİZ.
O BÜYÜK ULUSA 
PARTİ OLARAK, 
TEK TEK ŞAHIS OLARAK 
İHANET EDİYORSUNUZ.

SOSYAL DEMOKRASİYE MİLİTARİZM DEMEK HA !

KÜRT MİLLİYETÇİLİĞİNİ , 
BANA İLERİCİLİK VE BAĞIMSIZCILIK 
DİYE YUTTURAMAZSINIZ.

TÜRK ULUSUYLA KÜRT MİLLİYETİNİ EŞİT, 
EŞDEĞERDE GÖRDÜREMEZSİNİZ.

AKP VE BDP İŞBİRLİĞİNİN YAPTIĞI ŞEY TEKTİR.

TÜRKİYE'DE KÜRT SORUNU YOKTUR.

TÜRKİYE'DE SİZ , 
SORUNU TÜRK SORUNU YAPTINIZ.

BUNDAN SONRA BİZ SAVUNMADAYIZ, 
BUNDAN SONRA 
MEŞRU MÜDAFA HAKKI İÇİN 
SALDIRIDAYIZ.





_________NE MUTLU TÜRKÜM DİYENE________